Ey yola düşmüş seyyah! Bir haritası yoktur sahralarımın. Burada rehberi rüzgârdır her anın. Ancak mekânın kılıfından çıksa da her çöl tanem, sığınır ruhuna zamanın. Ve her tanenin hikâyesi gizlidir hafızasında badiyemin. Ve bir fırtına vakti sızdı badiyem sokaklarımdan derine.
Bir çöl tanem düştü serap gibi, yegâne evime. Evim ki etrafı çevrili nidaları ile beşerin. Duvarlarında izlerini taşır ellerin. Her dokunuş yüreğini emanet eder gibi hasret kalır kıblesine. Bir yanımda çağlar zemzem; vuslata misal hal ile.
Bir yudum dökülürken sinelere, çöl tanem de sıyrılır makamdan dağlarımın zirvesine. Hurma ağaçlarım gölgeler yorgunlukları, sokaklarım ağırlar adımları. Evlerim küçük camları, kısa boyları ile yolcular sıcağı. Beyaz elbiselerin
Abone
Giriş yap
0 Yorum