Kıymetli Dostlar,
Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Nakısanın/zaafın giderilmesinde eleştiri, yürüyüp giden bir yaşamın doğru bir zemine taşınması için gereken temel etmenlerden bir tanesidir. Daha iyiye, daha doğruya ve daha güzele yönelik bir tutumun süreklileştirilmesi açısından da vazgeçilmez bir özelliğe sahiptir. Ferdi, sosyal ve siyasal zemin kadar ahlaki zemini de güçlendiren ve sağlıklı bir zemine taşınması açısından da elzem bir olgudur eleştiri…
Yaşamın doğal dinamiği ile yapay dinamiği arasındaki gerilimin dışavurumunda meydana gelen yıkımın giderilmesinde açığa çıkan eleştiri, yapay ile doğal olanın neliği konusunu açıklığa kavuşturan bir özelliği de inşa eder.
Eleştiri, bir olgu olarak, bir sistem ve usul olarak, bir değerlendirme ölçütü olarak öne çıkartılarak saklı kalma huyuna sahip birçok hastalığı açığa çıkarmak açısından da gerekliliğini izhar eden bir yaklaşımdır.
Yaşadığımız dünya ve bu dünyanın inşa ettiği yaşam pratiğinin insana kazandırdığı huylar ve alışkanlıklar ile yüzleşmenin kaçınılmaz bir sonucu eleştiridir. Kirlenerek varlık kazandığımız bir dünyada eleştiriye tutunarak arınmaya yönelmek insana verilen en güzel hasletlerden biridir.
Kişisel tarihimizin ve düşünsel serüvenimizin hal-i pürmelâli eleştiri sayesinde sağlıklı ve sıhhatli bir zemine taşınması mümkün olacaktır. Toplumsal adaletin ve barışın ikamesi ise eleştiri usulünü kazanarak sağlamak makul bir zemine sahip olacaktır. Her siyasal iktidarın iktidarı kendi lehine kullanmamasını sağlama konusunda da eleştiri önemli bir merkeziyete sahiptir.
Yaşamda barışın ikamesi, sosyal hayatta nezaketin varlığı, kişisel yapıda iyiliğin baskın karaktere dönüşmesi eleştirinin işlevselleştirilmesine bağlıdır. Sosyal değişim ve toplumsal barışın ikamesi de eleştirinin doğru bir zeminde ve doğru bir usul ile yapılmasına bağımlıdır. Modern eleştiri ile eleştiri arasındaki derin bağı kurmadan eleştirinin sağlıklı bir zemine yaslanması beklenmemelidir. Tenkit ile eleştiri arasındaki derin bağ, modern ile klasik dönemdeki eleştirinin neliği meselesi açığa çıkartır.
Müslüman bir zihin, eleştiriyi modern bakışın tasallutundan kurtararak kendi asli hüviyetine taşıması elzemdir. Öncelikli olarak modern düşünce ve epistemenin inşa ettiği yaşam formuna yöneltilmiş bir eleştiri elzemdir. Sonra bu modern düşünce epistemeden etkilenmiş müslüman bir zihnin kendisine yöneltilmiş bir eleştiriye ihtiyacımız bedihidir. En son olarak eleştiriyi İslam düşüncesi geleneğinin neliği konusundaki konuma yönelterek ihtiva edilen şeyin neliğini açık bir şekilde ortaya çıkartarak sabit ve değişkenlik arz eden yapıyı eleştiri üzerinden tanımlamak kaçınılmaz olmalıdır.
Bu sayımıza söyleşileri ile katkıda bulunan değerli hocalarımız Recep Şentürk ile Temel Hazıroğlu’nun yanı sıra Abdulaziz Tantik, Mevlüt Koç, Bayram Çınar, Ömer Çelik, Cuma Karan, Mehmet Soysaldı, Muhammed Emin Yıldırım, Mahmut Demir, Mustafa Tekin, Kasım Küçükalp, Sertaç Timur Demir, Ümit Aktaş, Ahmet Mercan, Yusuf Yavuz Yılmaz, Ferhat Kardaş, Mahmut Hakkı Akın, Muhammed Ali Alioğlu, Sadi Özgül, Nihal Bengisu Karaca, Zikri Yavuz, İbrahim Barca, Abdulhamit Güler, Ferhat Ünalan ve genç kalemlerimiz Şura Tosun, Hatice Berre Karagöl’e teşekkür ederiz.
Selam ve dua ile…