Menü

Hz. Ömer’in (ra) İslâm öncesi hayatı anlatılırken en fazla gündeme getirilen mesele kendi elleri ile kız çocuğunu gömmesidir. Ancak bu konuda kaynak niteliğinde olan eserlerimizin hiçbirinde böyle bir rivayet geçmemektedir. İnsanların dillerinde dolaşan ve bazı kitaplarda zikredilen o rivayetin aslı yoktur. Anlatılan rivayet şudur: Hz. Ömer (ra), bir gün şöyle demiştir: “Cahiliye hayatı hakkında iki şey aklıma gelince birine güler, birine ağlarım. Güldüğüm şey kendi ellerimizle helvadan put yapar sonra acıkınca o putları yerdik. Ne zaman bu aklıma gelse gülerim. Ağladığım şey ise kız çocuklarımızı dayıya gidiyoruz diye yanımıza alır götürür, şehrin dışında bir yerde kendi ellerimizle toprağa gömerdik. Bunu da ne zaman hatırlasam ağlarım.”

Yine bir gün genç Müslümanlara hilafet günlerinde Cahiliye ile İslâm arasındaki farkları anlatıyor ve diyor ki: “Biz öyle insanlardık ki kendi ellerimiz ile helvadan putlar yapar sonra acıkınca onları yerdik. Kız çocuklarımızı dayına gidiyoruz diye evden alır, kendi ellerimizle diri diri toprağa gömerdik!” Bu sözleri duyan gençler, Hz. Ömer’in (ra) hep aklını, anlayışını, ince düşüncelerini bildikleri için: “Ey Mü’minlerin Emiri! Siz bunları nasıl yapabildiniz? Bunları yaparken aklınız yok muydu?” diye sordular. Bu soruya Hz. Ömer (ra) şöyle karşılık verdi: “Ya Buneyye! İndenaaklun, velakin lemtekunindenahidaye/ Ey Oğulcuğum! Aklımız vardı, ama hidayetimiz yoktu.” Hidayet olmadıktan sonra akıl tek başına ne işe yarar. Akıl gözdür, hidayet ise nur, yani ışıktır. Işık olmayınca göz görür mü? Bugün binlerce insanın aklı olmasına rağmen, akılsızca davranmalarının tek bir izahı vardır, o da Hz. Ömer’in (ra) dediği gibi hidayet mahrumiyetidir.

Dolayısı ile Hz. Ömer’in (ra) Cahiliye’ye dair söylediklerinin üzerinden kendi elleri ile kız çocuğunu gömdüğü fikri çıkarılmaz. Kaldı ki bunun çıkarılmayacağına dair elimizde iki delil daha var. Bunlardan ilki; o günün sosyal yapısıdır. O günün sosyal yapısı içerisinde gördüğümüz bir hakikat var ki her Mekkeli doğan kız çocuğunu öldürmüyor, eğer böyle olsaydı nesil diye bir şey kalmazdı. Genelde ne için öldürüyorlar kız çocuklarını? Bazı aileler başkalarına gelin gitmesinler diye, bazıları savaş ve benzeri durumlarda karşı tarafın eline esir olarak düşüp aile ve kabile onurunu lekelemesinler diye ve bazıları da kendilerine yük olmasınlar diye bazen doğar doğmaz, bazen yürüyecek yaşa gelinceye kadar, bazen 5-8 yaşlarında dayıya gidiyoruz diye kandırılarak diri diri toprağa gömerlerdi. Bunu yapan aileler genelde iktisad bakımından zor durumda olanlardı. Yoksa hali vakti yerinde olan, asalet anlamında belli bir noktada olan aileler çoğu bunu yapmaktan geri dururlardı.

Hz. Ömer (ra)’in ailesine baktığımızda o; Adiyoğulları’ndan, babası Hattab b. Amr çok bilinen biri… Zengin, kültürlü bir aile… Hz. Ömer (ra) okuma-yazma bilenlerden… Ayrıca Dâru’n-Nedve’ye girme yaşı 40 olmasına rağmen Hz. Ömer (ra) 26-27 yaşlarında orada ve bugün dışişleri bakanlığına denk gelen Sefaret olarak adlandırılan bir görev icra etmektedir. Dolayısı ile sosyal anlamda Hz. Ömer’in (ra) böyle bir şey yapması pek imkan dahilinde görünmemektedir.

İkinci delil ise şudur: Bugün elimizdeki mevcut ensap kitapları Hz. Ömer’in (sas) gerek Cahiliye döneminde, gerek İslâm döneminde yaptığı tüm evlilikleri ve bu evliliklerden olan tüm çocuklarını bize verirler. Hz. Ömer (ra), tam 10 evlilik yapmış, bu evliliklerden 3 kız, 8 oğlu olmuştur. Bu kızlardan en büyüğü Hafsa validemizdir; onun doğum tarihi ise miladî 604’dür, yani nübüvvetten tam 6 yıl önce doğmuştur.Eğer Hz. Ömer (ra) böyle bir şey yapsaydı, Hz. Hafsa’ya da yapardı. Hz. Hafsa doğduğunda Hz. Ömer (ra) 20 yaşlarında idi. İşte bu bilgiler de gösteriyor ki Hz. Ömer (ra) için kız çocuğunu gömdü iddiası doğru değildir.

Kaynakça

Bikâî, Burhâneddîn, Nazmü’d-Dürer fî Tenâsübi’l-Âyâtive’s-Süver, (thk.: AbdürrezzâkĞâlib el-Mehdî), Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrût 1415/1995, I, 117.

Demircan, Adnan, Kızların Gömülerek Öldürülmesi ve Çok Kadınla Evlilik, Beyan Yay., İstanbul 2008, s. 9-44.

İbnHişâm, es-Sîretü’n-Nebeviyye, Mektebetü’s-Safa, Kahire 1422/2001, I, 132.

Mağlus, Sami b. Abdullah, Siyer Atlası, (trc. Abdullah Karakaş), Siyer yay., 6. Baskı, İstanbul 2015, s.100.

Yıldırım, Muhammed Emin, Hz.Peygamber’in (sas) Albümü, Siyer yay., 4. Baskı, İstanbul 2015, s. 106-107, 367-369.

Yıldırım, Muhammed Emin, Nebevî Eğitim Modeli, Dârü’l-Erkâm, Siyer yay., 9. Baskı, İstanbul 2016, s. 51

0 0 Yorumlar
Puan
Bildir
guest

0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
Scroll Up
0
Düşüncelerinizi çok isterim, lütfen yorum yapın.x