Menü

Allah’a Hamd O’nun Kutlu elçisi, yolumuzun yegane rehberi sallallahu aleyhi ve sellemEfendimiz’e salat ve selam olsun. O yolun izini sürmüş Ashâb-ı Kirâm Efendilerimize ve kıyamete kadar yol­larını onların yolu kılmaya çalışan tüm Müslümanlara da selam olsun.

Bazen bir kıssa binlerce hisse almamıza vesile olur ve bizleri derin bir tefekküre sevk eder. Bu yazımızda bahsedeceğimiz kıssa, tam da böyle bir kıssa. Gerçek manada üzerinde düşündüğümüz zaman oldukça farklı dersler çıkarabileceğimiz, farklı noktaları görüp tefekkür edebileceğimiz bir kıssa…

Bir hadis ile yazımıza başlayalım. Efendimiz (sas) şöyle buyuruyor: “Merhametliler (var ya!)… Rahman, işte onlara merhamet eder. Siz yeryüzündekilere merhamet edin ki, gökyüzündekiler de size merhamet etsin.[1]

Ne kadar ince bir noktadır burası. Yeryüzündekilere merhamet edebilmek ve bunun neticesinde merhamet olunanlardan olabilmek. Bu noktada yapılan hiçbir şeyi küçük görmemek… Bazen bir insana tebessüm etmek, bazen bir çocuğun başını okşamak, bazen bir yaşlıya yardım etmek ve bazen de kıssamızda bahsi geçen adamın yaptığı gibi bir hayvana su vermek…

İnsan hangi amelinin onu bu dünya ve öbür dünyada hayra ulaştıracağını bilmediği için asla hiçbir amelini önemsiz görmemelidir. Nitekim kıssada anlatılan adam, Cenab-ı Hakk’ın sevdiği bir ameli işlediği için affedildi. Kıssayı EbûHureyre’nin rivayetiyle şöyle anlatıyor Efendimiz (sas):

“Vaktiyle bir adam yolda giderken çok susadı. Bir kuyu buldu ve içine indi; su alıp dışarı çıktı. Bir de ne görsün, bir köpek, dili bir karış dışarıda soluyor ve susuzluktan nemli toprağı yalayıp duruyordu. Adam kendi kendine “Bu köpek de tıpkı benim gibi pek susamış.” deyip hemen kuyuya indi, mestini su ile doldurdu, mesti ağzına alarak yukarıya çıktı ve köpeği suladı. Onun bu hareketinden Allahu Teâlâ hoşnut oldu ve adamı bağışladı.

Sahâbîler:

– Ey Allah’ın Resûlü! Bizim için hayvanlardan dolayı da sevap var mı? dediler. Resûl-i Ekrem:

– Her canlı sebebiyle sevap vardır, buyurdu.”[2]

Sadece insanlara değil hayvanlara yapılan iyiliklerin de Cenab-ı Hakk’ı hoşnut edeceği Efendimiz’in (sas) verdiği bu ilgi çekici misalle ne güzel anlatılmıştır.

Demek ki Mü’min olarak bizler de her canlı sebebiyle sevap kazanma şuurunda yaşamalı ve hayatımızı bereketli kılmak için çaba sarfetmeliyiz. Zaten böyle bir şuur ile hayatımızı idame ettirirsek kainata, içinde barındırdığı canlılara yaklaşımımız çok farklı olur ve hayattan ayrı bir tat alırız.

Hayvan hakkı

Ayrıca Peygamber Efendimiz’in burada verdiği örnek karşısında, sahâbîlerden (r.anhum) bazılarının “Hayvanlardan dolayı da sevap kazanabilir miyiz?” diye sormaları normaldir. Çünkü bu tür bir davranış o günkü toplumda mevcut değildi. Daha doğrusu “hayvan hakları”gibi bir kavram pek bilinmiyordu. Âlemlere rahmet olarak gönderilmiş bulunan Sevgili Peygamberimiz, bu soruyu soranları ve onlar gibi düşünen bütün insanları ikaz ve irşad etmiş ve “Her canlıdan dolayı sevap kazanılacağını”açık-seçik ifade buyurmuştur. Hatta bir hayvana bile iyilik etmekle, Allah’ın hoşnut edileceğini duyurmuştur.[3]

Efendimiz (sas) Cenab-ı Hakk’ın bu tür iyilikleri yapan kişiyi affettiğini bildirmiştir. Demek ki yaptığımız iyilikler günahlarımıza kefaret olup bizlerin affına vesile olacaktır. Nitekim Efendimiz (sas) yapılan hiçbir iyiliği küçük görmememiz ve bize küçük gibi görünen iyiliklerimizin, sadakalarımızın bizi cehennemden koruyacağını şöyle anlatmıştır: “Allah, sizin her biriniz ile tercümansız konuşacaktır. Kişi sağ tarafına bakacak, ahirete gönderdiklerinden başka bir şey göremeyecektir. Soluna bakacak, ahirete gönderdiklerinden başka bir şey göremeyecektir. Önüne bakacak, karşısında cehennemden başka bir şey göremeyecektir. O halde artık bir hurmanın yarısı ile de olsa, kendinizi cehennem ateşinden koruyun. Bunu da bulamayan, güzel bir söz ile kendisini korusun.”[4]

İşte biz de nebevî medreseden almış olduğumuz bu önemli ikaz ile kendimizi koruyup kontrol etmeli ve hiçbir iyiliği küçük görmemeliyiz. Henüz nefes alıyorken ahirete gönderdiğimiz azıkları arttırmalıyız. Bunun yanında ağzımızdan çıkan sözü bile bu bağlamda küçük görmeyip elimizde vereceğimiz bir şey yoksa bile ağzımızdan çıkan sözle kendimizi korumalıyız ve aslında her iki hadiste de anlatılmak istenen asıl meselenin kişinin affına vesile olan hayır ve iyilik yollarının pek çok olduğunu unutmamalıyız.

Son olarak da şu noktaya değinmek istiyorum: Asıl ele alıp işlediğimiz hadis-i şerifteki adam, köpeğe kanıncaya kadar su vermiştir. Yani iyilik ve ikram tam yapılmıştır. Bu nokta da gerçekten çok önemlidir ve bize de iyilik yaparken  oldukça hassasiyet gösterip karşımızdaki canlıyı, kişiyi kırmadan, incitmeden en güzel yollarla iyilik yapmaya özen göstermemiz anlatılmıştır.  Günümüzde maalesef bazen iyilik yaparken bu nokta göz ardı ediliyor.

Yazımızı âlemlere rahmet olarak gönderilen Efendimiz’in (sas), İslam’ı güzelce yaşayıp iyilik yapan kişilere verdiği müjde ile bitirmek istiyorum. Şöyle buyuruyor sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz“İçinizden İslam’ı güzelce yaşayan kimseye, yapacağı her bir iyiliğe karşılık on mislinden yedi yüz katına kadar sevap yazılır; yapacağı her bir kötülüğe ise ancak bir misli yazılır.”[5]

Ey Rabbimiz! Bizleri ve nesillerimizi İslâm’ı güzelce yaşayıp senin rızan için iyilik yapan kullarından eyle.


[1]EbûDâvûd, “Edeb”, 58; Tirmizî, “Birr”, 16.

[2]Buhârî, “Müsâkât”, 9, “Mezâlim”, 23, “Edeb”, 27; Müslim, “Selâm”, 153. Ayrıca bk. EbûDâvûd, “Cihâd”, 44; İbniMâce, “Edeb”, 8.

[3]Nevevi, Riyazü’sSalihin, Erkam Yayınları, c.1, s.286.

[4]Buhârî, Zekât, 10, Rikak, 31, Tevhid, 36; Müslim, Zekât, 97.

[5]Buhârî, İman, 31.

0 0 Yorumlar
Puan
Bildir
guest

0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
Scroll Up
0
Düşüncelerinizi çok isterim, lütfen yorum yapın.x