Batı zihninin çocuğu oldukları konusunda -Doğulu ya da Batılı- neredeyse hiçbir entelektüelin ihtilafa düşmediği modern ve post-modern kavramları üzerinden, meydana gelen bir yabancılaşmayı irdelemek, yatay ve dikey düzlemde çok derin mülahazalar gerektiriyor; kuşkusuz. Ne yazık ki bu yazının hacmi ve yayın konsepti bize bu denli bir derinliğe inme fırsatı veremeyecek; lakin el verdiği ölçüde de söylemesi gerekeni söyleme gayreti içerisinde olacaktır.
Tarihte, sebep-sonuç ilişkisi kurmak, olaylara bilimsel bir perspektif kazandırmak bakımından son derece önemlidir. Bu sebeple moderniteyi de bu terazide tartmak zorunluluğu vardır. Geçmişten bugüne bütün olayların bir süreklilik içerisinde geldiğini/geliştiğini iddia etmeden, bir hakki teslim edebiliriz: Süreklilik arz eden olaylar silsilesi