Abdülfettâh Ebû Gudde, 9 Mayıs 1917 tarihinde Suriye’nin Halep şehrinde doğdu. Sahâbî Hâlid b. Velîd’in soyundan geldiği kaydedilir. Babası dokuma ticareti yapıyordu. İlk öğrenimini tamamladıktan sonra çalışma hayatına atıldı. On dokuz yaşında iken ticareti bırakıp Halep’in ünlü Hüsreviyye Medresesi’ne kaydoldu. Medresedeki daha ilk günlerinden itibaren zekası, gayretkeşliği ve iyi huyluluğuyla arkadaşları arasında sıyrılmayı başardı.
27 yaşında Hüsreviyye’den mezun olup da El-Ezher’in yolunu tuttuğunda dönemin en önemli âlimlerinden Muhammed es-Selkini, genç Ebû Gudde için, “O benim talebemdi ama artık ben onun talebesiyim.” diyecekti. İlginçtir ki Ebû Gudde, Mısır’a geldiği ilk zamanlarda aradığı ortamı bulamayınca geri dönmeyi düşündü aslında ama bir arkadaşının tavsiyesiyle Fatih müderrislerinden Muhammed Zâhidü’l-Kevserî ile tanışınca hayatı büyük ölçüde değişti. Kevserî ile tanışıklığını hayatının dönüm noktası saydı ve ondan, “Kevserî’yi tanıyınca ‘derya gibi’nin ne demek olduğunu anladım” diye bahsetti.
1948 yılında El-Ezher Üniversitesi’nin Şeriat Fakültesi’ni bitiren Ebu Gudde, aynı üniversitenin Edebiyat Fakültesi’ne de kaydoldu ve iki yıl boyunca burada eğitim aldı. Bu süre zarfında, Mısır’daki altı yıldan sonra Suriye, Irak, Hindistan, Pakistan, Yemen ve Suudi Arabistan gibi ülkelerde onlarca âlimle birlikte tahsiline devam etti. Önemli İslâm âlimlerinden İsa el-Beyanuni, Muhammed Ragıb et-Tabbalı, Mustafa ez-Zerka, Ahmed Muhammed eş-Şakir, Muhammed el-Hıdır Hüseyn ve Zafer Ahmed Tanevi gibi isimlerden dersler aldı. Yaşadığı bölge, Osmanlı’dan kopuş sürecinin ardından en hareketli dönemlerinden geçiyordu. Ebû Gudde de etrafında olup bitenlere uzak duramadı ve siyasete atıldı. Mısır’da bulunduğu sürede tanıştığı Hasan el-Benna’dan çok etkilendi ve “ümmet olma” fikrini oluşturmada kendisinden istifade etti. Mısır’dayken de Müslüman Kardeşler saflarında bazı eylemlere katılan Ebû Gudde, 1950’de Suriye’ye döndükten sonra teşkilatın Suriye koluna “genel koordinatör” olarak atandı. Halep’te eğitim bakanlığına bağlı okullarda görev yaptığı sürede Hüsreviyye ve Şabaniyye medreselerinden de uzak durmadı ve oralarda okuyan talebelere de dersler verdi. Aynı dönemlerde Halepli âlimler tarafından Halep Müftüsü seçildi ve Suriye’nin 1961 yılında Mısır’dan ayrılmasından sonra yapılan ilk seçimlerde Halep milletvekili olarak parlamentoya girdi. Birkaç ay sonra parlamentonun feshedilmesiyle vekilliği düştü ve Ebû Gudde kendini yeniden eğitim faaliyetlerine verdi.
Ebû Gudde, ilmî faaliyetlerinin yanı sıra, zamanın kıymetini vurgulayan eserleriyle de tanınır. “Zamanın Kıymeti” adlı eseri, sahip olduğumuz en büyük nimetlerden biri olan zamanı en iyi şekilde değerlendirme konusunda önemli bir rehberdir. Bu eser, İslâm âlimlerinin hayatlarından ve sözlerinden örnekler sunarak, vakitlerin nasıl verimli kılınabileceğine dair pratik önerilerde bulunur.
Abdülfettah Ebû Gudde, 1997 yılında vefat etti. Ardında onlarca telifli eser, onlarca araştırma ve teşvik edici bir hikâye bıraktı. Onun hayatı, ilme olan bağlılığı, ahlaki duruşu ve ümmet için yaptığı katkılarla örnek alınması gereken bir modeldir.