Menü
Rumeysa Döğer
Rumeysa Döğer
Adı Anlam
Aralık 22, 2023
Yazarın Tüm Yazıları

“Canı sağ olsun.” ne güzel duaymış, canların sağ olmadığı bir şehri tanıyınca anladım. Bu şehre bir hal olmuş. Meydanına ağır bir güvensizlik bağdaş kurmuş toprağa karşı duyulan. Kendime “güven” kelimesi hangi kelimelerle kardeştir, diye sorduğumda aile, yuva, sıcak çorba, karanlıkları aydınlatan bir kandil, soba gibi kelimeleri hissettim içimde. Sonra hepsinin içinde sıcaklıktan bir pay buldum yani ateşten bir pay. Peki, evlere yuvalara düşen ateş de kardeş miydi bu ateşe? Bir şey hem nasıl bu kadar güvenli hem nasıl bu kadar güvensiz olabilirdi? Galiba dünya tam olarak böyle bir yerdi. Güvenlikli sandığımız her şey, her yer aslında bir güvensizlik barındırıyordu ve bu durum bize bir şey anlatmak istiyordu. Aslında güvenilecek tek şey vardı sanki. Sanki ancak o şey güvensiz olanı güvenilir yapabilirdi. Evine ateş düşmüş olan insanların O’na yana yakıla gönülden sığındığını fark ettiğim zaman taşlar şu anki şekliyle oturdu yerine. Ateş evinin içine düşünce ateşin sahibini hatırlamış yüzler, gönüller gördüğümde yaşım büyüdü, gönlüm bir daralmayla genişledi ve benim için Adıyaman, adı anlam oldu.

Şehr-i Yaman’a gece vakti giriş yaptık. Karanlığın hâkim olduğu bir şehirdi “sanki terk edilmiş” diye düşündüm içimden. Sabah olupta insanlarla konuşmaya başlayınca fark ettim ki terk değil göç edilmiş bu şehirden. Bu şehre bir hal olmuş, bir gecede beka yurdunda tanıdığı olmayan kalmamış. Bir hal olmuş bu şehre, rağbet görmesini en istemediğimiz yerler rağbetin baş kahramanı olmuş. Bu şehre bir hal olmuş babalar topluca göç etmiş sanki evlatlarından, bazı anneler de gitmiş onların ardından ve bazı evlatlar melek olmuş uçmuş bu dünyadan. İnsanlar acılarını birbirine anlatamaz olmuş. Çünkü dokundukları her kalpte kayıp varmış. Hatta bu kayıp o kadar çokmuş ki artık isimlerle değil rakamlarla ifade edilir olmuş ölü bedenler. Benim 21 kaybım var. Bizden 9 kişi gitti. Yitirdim, 3 evladımı yitirdim. Rakamlar ve rakamların peşi sıra gelen kelimeler, cümleler farklı olsa da kokuları hep aynıydı, buram buram tevekkül, buram buram teslimiyet kokuyordu her biri.

Herkes bir şeylere tutunmuştu burada. Kimi bir ayete sarılmış elinden kaçıverecekmiş gibi sımsıkı tutunuyor ve düşürmüyor dilinden. “Her zorlukla beraber mutlaka bir kolaylık vardır.” (İnşirah, 9474) Kimi cennet umuduna tutunmuş bir hadis-i şerifle; “Mümin bir kulumun dünyada sevdiği dostunu aldığım zaman, o kimse (sabrederse ve) Allah’tan ecir beklerse onun karşılığı cennettir.”  (Buhârî, “Rikâk”, 6) Arama motorunda en çok aratılan, hocalara en çok sorulan soru “Deprem’de ölen şehit midir?” sorusu olmuş. Yani kimileri şehadet ihtimaline tutunmuş. Ama herkes mutlaka sığınmış Rabbine.

Kimileri şehit oldu, kimileri şehit evladı, şehit annesi, şehit babası bize nasip olan ise şahit olmak oldu. Onları şehit, bizleri şahit yazarak Rabbimiz üstü tozlanmış hakikatleri yeniden parlattı. Gördüklerimize binaen gönül rahatlığıyla söylüyoruz ki biz tepeden tırnağa hüsn-ü şehadet ile doluyuz. Adıyaman’daki acılara kalkan edilen tevekkül bizi derin tefekkür yollarında yürüttü. İslam’ın kıymetini bir kez daha anladık, Müslüman olduğumuza Müslüman doğduğumuza, tanıştığımız her acıyla milyon kez şükrettik diyebilirim. Çünkü başka bir güç açıklayamazdı bu sekineti.

Misal Fatma ablaların evine tevafuken uğradık, daha dün altı kişilik bir aileyken evin babası Hacı Yusuf abi ve küçük çocuğu Mustafa inşallah cennet kuşlarından olmuşlardı. Evin büyük kızı Nisamız’ın bacağına deprem esnasında dolap düşmüş yürüyemiyordu. Öyle güzel karşılamışlardı ki imtihanı, biz onları değil onlar bizi teselli ettiler sanki. Fatma abla “ben isyan etmiyorum ama göz yaşlarıma da söz geçiremiyorum ne yapayım?” diyordu. Sabrına zeval gelmesinden kendisine, ailesine cennet vesilesi olacak imtihanı kaybetmekten korkarcasına. Üzülme abla istersen ağla hiçbir şey olmaz. İnan Resûlullah da çok ağladı bu dünyada. Babalarını gururla anlattılar bize, “Enkazın başında çok bekleyeni vardı, kimlere kimlere el uzatmış biz bilmezdik o gün öğrendik. Bir gün olsun incitmedi bizi, çok severdi hepimizi.” gibi gibi çokça hayır cümleleri kuruyorlardı canları yana yana. Onların yanan canlarına bu dünyanın türlü acılarını göğüslemiş en güzel insanı Canım Peygamberim merhem oldu yine, yeniden, her zamanki gibi. Siyer’den bir sahneyi hatırladık ve ona tutunduk hep birlikte. Peygamberimiz ile bazı Sahâbîler birlikte otururlarken onların yanından bir cenaze geçer. Ashâbtan bazıları o cenazeyi hayırla anar. Bunun üzerine Canım Peygamberim “Kesinleşti.” der. Sonra bir cenaze daha geçer. Orada bulunanlar onu da kötülükle anarlar. Peygamberimiz, yine: “Kesinleşti.” der. Bunun üzerine Hz. Ömer: “Ne kesinleşti ya Resûlallah?” diye sorar. Peygamberimiz de: “Şu önce geçen cenazeyi hayırla andınız; bu sebeple onun Cennet’e girmesi kesinleşti. Bu diğerini kötülükle andınız; onun da Cehennem’e girmesi kesinleşti. Çünkü siz (mü’minler), yeryüzünde Allah’ın şahitlerisiniz.” (Buhârî, “Cenâiz”, 86) Keşke çok iyi bir yazar olsam da bu olayı dinledikten sonra Nisa’nın gözlerindeki ışıltıyı size kelimelerle anlatabilsem. Bizim Adıyaman’dan ayrılmamızın yaklaştığı zamanlardı yine Fatma ablaları ziyarete gitmiştik. Nisa bana “Abla babam da kardeşim de inşallah şehid oldular. Biliyorsun şehitlerin de şefaat hakları varmış. Babamın çevresi çok genişti, onun listesinde belki sıra gelmez ama Mustafa çocuktu, çok tanıdığı yoktu. Hem ben onun ablasıyım, ona söyleyeceğim o gün geldiğinde size de şefaat etsin.” dedi. Ağlarken gülmek ne garip şeysin. O gün kim benden ne istese yapabilirdim sevinçten. Gönüllere teselli şu müjdeleri bize ulaştıran Allah’a hamd olsun. Elbet acılar dinmiş değil, daha çok yol var yürünecek, çok dert var dinlenecek, anlatılacak, çok dua var edilecek. Çok hüzün var gözden yaş döktürecek. Ve bir hakikat var hiç unutulmayacak. “Göz yaşarır, kalp hüzünlenir. Biz ancak Rabbimiz’in razı olacağı sözleri söyleriz.”

Biz Adıyaman’dan geldik ama Adıyaman’dan çıkamadık. Hâlâ sokaklarında geziyor, yepyeni haberler alıp o haberleri bazen tebessümle, bazen hüzünle birbirimize ulaştırıyoruz. Gruptan bir yeni mesaj “Günay ablanın kocası işe başlamış.” Bir yeni mesaj “Nebiye ablanın kızı bu hafta İstanbul’a geliyormuş nereleri gezdirelim?” Bir yeni mesaj “Çadır kentteki Serkan (8) aradı evlerine geçmişler hepinize çok selamı var.” Bir yeni mesaj “Nisa yürümeye başlamış.” ve daha nice güzel haberler sanki ailelerimizden gelen. Son bir yeni mesaj: Adıyaman, bize çok güzel insanlar, yepyeni aileler ve yepyeni bir memleket hediye etti adı anlam olan.

0 0 Yorumlar
Puan
Bildir
guest

0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
DOSYA
Şahitliğin Hakkını Veren Şehir: Gazze...
Recep Songül
Şehit ve Şahit İlişkisi
İbrahim Hanek
Şahitlik ve İhsân
Murat Kaya
Seyr u Sülûk Bir Şehâdet Arayışı mıdır?...
Hamit Demir
İlâhî Şahitlik
Yavuz Selim Göl
RÖPÖRTAJLAR
“Gazze” demek şahitler diyarı demektir....
Muhammed Emin Yıldırım
“Şahitlik; her zaman ve zeminde hakkı söyleme, hak...
Şinasi Gündüz
“Doğu Türkistan Çin’in bir parçası değildir."...
Hidayet Oğuzhan
“Eğer insanım diyorsanız, Doğu Türkistan bir insan...
Seyit Tümtürk
“Gazze’de yaşananlar, Batı’nın dünya kamuoyundan, ...
Derda Küçükalp
SİRET-İ İNSAN
Savaşın Çocukları
Bahriye Kaman
Toplumun Kurucu Hücresi Olan Ailede Örneklik Vasfı...
Bahriye Kaman
Lider, Önder, Rehber!
Bahriye Kaman
Göçebe Ruhu
Bahriye Kaman
Nitelikler ve Roller
Bahriye Kaman
SİNEMA
Doğu Türkistan, Filistin ve Diğerleri: Sinemada Ek...
Abdülhamit Güler
Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak. Ama!...
Abdülhamit Güler
Bu Film, Böyle Devam Edemez!
Abdülhamit Güler
Göstermenin Mesuliyetinde Sinemanın Örnekliği...
Abdülhamit Güler
Perdedeki Kimin Afeti, Felaketi, Kıyameti!...
Abdülhamit Güler
GEZİ-YORUM
Doğunun Tüm Yolları Erzurum'dan Geçer...
Mikail Çolak
Mağrur Bir Tarih Ribatı Gibi Dimdik Ayaktadır Kâşg...
Mikail Çolak
Prizren’de Osmanlı Evladı Olmak
Mikail Çolak
Vakur ve Mahzun Bir Efsanedir: Kudüs...
Mikail Çolak
Habib-i Neccâr’ın Gözyaşları
Mikail Çolak
SAHABİ BİYOGRAFİSİ
Leyla “A” dır
Rumeysa Döğer
Son Dokunuş Sahibi: Kusem b. Abbas
Rumeysa Döğer
F Tipi Dünya
Rumeysa Döğer
Afrâ bint Ubeyd Yüzlü Kadınların Zamanından…...
Rumeysa Döğer
Bütün Şehit Annelerine: Sümeyra Bint Ubeyd Teselli...
Rumeysa Döğer
NEBEVİ VARİSLER
Ubey b. Kâ'b: Allah’ın Seçtiği Muallim...
Damla Mıdış
Ümmü Seleme
Hayrunnisa Duran
Allame Muhammed Salih Damollam
İkra Nur Demir
Mücâhid b. Cebr
Damla Mıdış
Takvâ Sahiplerinin Öncüsü Hasan Basrî...
Beyza Durna
Scroll Up
0
Düşüncelerinizi çok isterim, lütfen yorum yapın.x