Menü
Hülya Terzioğlu
Hülya Terzioğlu
Asr-ı Saâdet’ten Günümüze Cihad
Eylül 25, 2023
Yazarın Tüm Yazıları

” Geçmişten günümüze Müslümanlar cihadı nasıl anlamışlar ve cihad hayatlarında ne tür bir rol oynamıştır?”

İslâmî ilimlerde cihad kavramı daha çok tefsir, hadis, fıkıh ve tasavvuf literatüründe karşımıza çıkan anlam alanlarıyla bilinmektedir. Dar çerçevede gayr-i Müslimlerle ve dışarıdaki düşmanla savaşmak anlamı taşırken geniş çerçevede insanın kendi nefsinden başlayarak, şeytanla ve şeytânî güç ve çevrelerle toptan ve sürekli bir mücadele ve savaş mânâsına gelmektedir.Cihâdı “nefisle cihad” temel mottosuyla ele alan tasavvuf kısmen geniş anlam alanına yakın durmuş, diğer disiplinler ise büyük ölçüde cihad-kıtâl söylemini güçlendirerek yola devam etmişlerdir. Bu itibarla cihad kavramının tarîhî serüvenine bakıldığında geniş anlamından ziyade fetih, îlây-ı kelimetullah, küfür ve fitnenin ortadan kaldırılması gibi dînî-siyâsî bir söylemle güçlendirilen dar anlamının ağırlık kazandığını görmek mümkündür.

Başta îtikâdî konular olmak üzere İslâm’ın temel değerlerini(zarûrât-ı dîniyye) vahiy, akıl ve tarîhî tecrübeden hareketle izah eden ve bu yönüyle de tüm İslâmî ilimlere kaynaklık yapan Kelâm ilmi açısından meseleye baktığımızda ise bu alanın kapsamına uygun bir temellendirme zorunluluğu kendisini göstermektedir. Esasen Kelâm literatüründe “cihad” bağımsız bir mesele olarak ele alınmamıştır. Ancakîmanın tanımlanışı, ulûhiyet anlayışı,  ve insanın Yaratıcı karşısında konumlandırılışı bu Kur’ânî kavrama nüfuzlu bir anlam alanı açmaktadır. Bizim öğretimizde îman; şüphe duymadan, baskı görmeden, ye’s ve korku hali olmaksızın özgür iradeyle gerçekleşen katî bir tasdik demektir. Îmanda özgür irade o kadar önemsenmiştir ki bir kimsenin îmanını ikrar için “ben inşallah müslümanım” demesi dahi kâmil ikrar sayılmamış, aidiyetin ve kararlılığın ifadesi olarak  “elhamdülillah müslümanım” söylemi yerleşmiştir. Öte yandan Allah Teâlâ’nınesmâsı ve sıfatlarıyla beraber âlemlerden müstağnî oluşu, günah da işleyebilecek insanları halife olarak yaratmasıyla da izah edilmiştir. Bu öğretide insan bütünacziyeti ve günahkârlığı ile beraber izzet ve vakar sahibidir, işlediği günahları helâl saymadıkça İslâm dairesinden çıkmamaktadır.

Ehl-i sünnet’inkurucularından İmâm-ı Matürîdî(v.333/944)“dinde zorlama yoktur” (el-Bakara 2/256) âyetini hem dine girerken hem de dinin içinde emirleri uygularken zorlama olmayacağı şeklinde anlamıştır. Zira ona göre zorlama altında benimsenecek bir din yoktur, zaten böyle bir benimseyiş de îman değildir. Çünkü Allah Teâlâ dînî görevleri mü’minlerin gönüllerine sevdirmiştir. Öyleyse bu görevleri yapmaları için baskı yapmaya gerek yoktur. Apaçık anlatılan ve bâtılı ortadan kaldıran bu Hak söylem sayesinde insanlar rıza ile İslâmlaşırlar, onları bu noktaya getiren zorlama değil, mesajın açık ve belirgin olmasıdır.[1]Fahreddin er-Râzî(v.606/1210) de aynı şekildecihâdı insanın bütün mükellefiyetleriyle irtibatlı olarak dînî-ahlâkî emirlere uyma ve yasaklarından kaçma hususunda devamlılık (sebat) olarak anlamıştır.[2]

Netice itibariyle cihad kavramını gayr-i Müslimlerle kitâl/savaş gibi sığ bir alana hapsetmek doğru değildir. Zira bu durum hikmet, güzel öğüt ve gerekiyorsa cedel (en-Nahl 16/125) ile tebliğini ortaya koyan bir dinin rahmet boyutunu daraltmak anlamına gelecektir. Doğru olan,meseleyi usûlüd-dîn alanında ulemâmızınyaptığı gibi Kur’ân’ın anlam bütünlüğü içerisinde okumak, Allah’ın âlemlerin Rabbi, Hz. Peygamber’in âlemlere rahmet oluşu parantezinde anlamak zorunluluğu vardır. İşte o zaman bu yolda gösterilecek bütün samimi gayretler anlamındaki “cihad” ın hayatımızı yönlendirmesi sözkonusu olacaktır.


[1]Mâtürîdî, Te’vîlâtü’l-Kur’ân, (tahkik. Bekir Topaloğlu), Mizan Yayınları: İstanbul, 2005,  II,s. 159-161.

[2]Fahreddîn er-Râzî, et-Tefsîru’l-kebîr,Dâru’l-kütübi’l-ilmiyye: Beyrut, 2004, XXVIII, 63-64.

0 0 Yorumlar
Puan
Bildir
guest

0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
DOSYA
Şahitliğin Hakkını Veren Şehir: Gazze...
Recep Songül
Şehit ve Şahit İlişkisi
İbrahim Hanek
Şahitlik ve İhsân
Murat Kaya
Seyr u Sülûk Bir Şehâdet Arayışı mıdır?...
Hamit Demir
İlâhî Şahitlik
Yavuz Selim Göl
RÖPÖRTAJLAR
“Gazze” demek şahitler diyarı demektir....
Muhammed Emin Yıldırım
“Şahitlik; her zaman ve zeminde hakkı söyleme, hak...
Şinasi Gündüz
“Doğu Türkistan Çin’in bir parçası değildir."...
Hidayet Oğuzhan
“Eğer insanım diyorsanız, Doğu Türkistan bir insan...
Seyit Tümtürk
“Gazze’de yaşananlar, Batı’nın dünya kamuoyundan, ...
Derda Küçükalp
SİRET-İ İNSAN
Savaşın Çocukları
Bahriye Kaman
Toplumun Kurucu Hücresi Olan Ailede Örneklik Vasfı...
Bahriye Kaman
Lider, Önder, Rehber!
Bahriye Kaman
Göçebe Ruhu
Bahriye Kaman
Nitelikler ve Roller
Bahriye Kaman
SİNEMA
Doğu Türkistan, Filistin ve Diğerleri: Sinemada Ek...
Abdülhamit Güler
Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak. Ama!...
Abdülhamit Güler
Bu Film, Böyle Devam Edemez!
Abdülhamit Güler
Göstermenin Mesuliyetinde Sinemanın Örnekliği...
Abdülhamit Güler
Perdedeki Kimin Afeti, Felaketi, Kıyameti!...
Abdülhamit Güler
GEZİ-YORUM
Doğunun Tüm Yolları Erzurum'dan Geçer...
Mikail Çolak
Mağrur Bir Tarih Ribatı Gibi Dimdik Ayaktadır Kâşg...
Mikail Çolak
Prizren’de Osmanlı Evladı Olmak
Mikail Çolak
Vakur ve Mahzun Bir Efsanedir: Kudüs...
Mikail Çolak
Habib-i Neccâr’ın Gözyaşları
Mikail Çolak
SAHABİ BİYOGRAFİSİ
Leyla “A” dır
Rumeysa Döğer
Son Dokunuş Sahibi: Kusem b. Abbas
Rumeysa Döğer
F Tipi Dünya
Rumeysa Döğer
Afrâ bint Ubeyd Yüzlü Kadınların Zamanından…...
Rumeysa Döğer
Bütün Şehit Annelerine: Sümeyra Bint Ubeyd Teselli...
Rumeysa Döğer
NEBEVİ VARİSLER
Ubey b. Kâ'b: Allah’ın Seçtiği Muallim...
Damla Mıdış
Ümmü Seleme
Hayrunnisa Duran
Allame Muhammed Salih Damollam
İkra Nur Demir
Mücâhid b. Cebr
Damla Mıdış
Takvâ Sahiplerinin Öncüsü Hasan Basrî...
Beyza Durna
Scroll Up
0
Düşüncelerinizi çok isterim, lütfen yorum yapın.x