Menü

Islâm dininin, egitim ve öğretime büyük önem verdigi bilinen bir gerçektir. Hz. Peygamber, eğitim faaliyetlerinde bu temel hedefi gerçeklestirmek için cinsiyet, zaman ve mekân kayıtları gözetmemistir. O’na göre egitim, insanın bütün hayatına sâmildir.Bütün hayata sâmil olan egitimi, baslıca çocuklara yönelik eğitim ve yetiskinlere yönelik eğitim diye ikiye ayırmak mümkündür. Yetiskinler ise; ergenler, gençler, orta yaslılar ve yaslılar diye birkaç gruba ayrılmaktadır. Egitim faaliyetleri, hitap ettigi kitlenin cinsiyetleri esas alındığında ise, erkeklere yönelik eğitim faaliyetleri ve kadınlara yönelik egitim faaliyetleri diye kategorize edilebilir. Hz. Peygamber’in kadınları eğitim siyasetini “Kadınları öğrenime tesvik”, “Kadınlara yönelik belli baslı egitim faaliyetleri” ve “Kadın fıtratına uygun egitim” olmak üzere üç ana baslık altında ele almak mümkündür.

a. Kadınların Ögrenime Tesviki

Ögrenime tesvik, sözlü olabildiği gibi uygulamalı da olabilir. Ögrenim hürriyetleri için gerekli tedbirleri almak, bu konuda cesaretlendirici tavırları sergilemek ve mevcut engelleri ortadan kaldırmak söz konusu teşvik çerçevesinde degerlendirilebilir.

“Ilim talebi her Müslüman’a farzdır” buyuran Hz. Peygamber, öğrenim hürriyetinin sağlanmasında gerekli tedbirleri almıstır. Hem aile reisi, hem de devlet başkanı olarak kadınların öğrenim konusundaki çekingenligi ortadan kaldırmaya çalısmıs, kendilerini daha rahat ifade edebilmeleri için onlara belirli bir gün tahsis etmistir . Hz. Peygamber’in kadınları egitim siyasetine bakıldıgında; kadınların rahat bir sekilde hareket edebileceği ortamı hazırladıgı, problemlerini gündeme getirebilecekleri öz güveni kazandırdıgı, buna bağlı olarak onların da bu durumdan istifade ile, problemlerini arz edip, aldıkları cevaba göre davranışlarını degistirdikleri veya pekiştirdikleri ve egitim süreci içerisine dâhil oldukları görülecektir. Kadınlar o kadar güvene kavuşmuş ve kendilerini rahat ifade edebilmislerdir ki, en mahrem konuları bile Hz. Peygamber’e arz etmekten çekinmemislerdir. Hz. Peygamber’e soramadıkları hususları da Ümmehatu’l- Mü’minin’e sormuslardır.

b. Kadınlara Yönelik Egitim Faaliyetleri

Hz. Peygamber döneminde kadınların farklı alanlarda eğitime tabi tutuldukları görülmektedir. Fakat günümüzde oldugu gibi Hz. Peygamber döneminde sistemli bir meslekî egitimden söz etmek dogru olmaz. Bununla birlikte onun bir Peygamber ve devlet baskanı olarak, mesleklerini icra eden kadınlara cesaret vermesi, zaman zaman da meslekleriyle ilgili küçük müdahalelerde bulunması kadınların meslekleri açısından gelismelerini saglamıstır. Islâmiyet’ten evvel dahi okuma ve yazmayı bilen meshur sahâbî hanım es-Sifa bint Abdullah’a “Hafsa’ya, yazmayı öğrettiğin gibi, rukyetü’n-neml”i de ögret” buyurmustur. es-Sifa bint Abdullah el-Adeviyye, Hz. Hafsa dışında pek çok hanım sahâbîye de okuma ve yazmayı ögretmis, böylece Islâm’da, ilk kadın yazı öğretmeni olmustur. Hz. Peygamber’in bu sekildeki tesvikleri okuma-yazma bilenlerin sayısının artmasını saglamıstır. Bu dönemde, çesitli meslekleri icra eden kadınlar vardı. Bunlardan bir kısmı, alım-satımla, bir kısmı kuaförlükle, bir kısmı tekstille, bir kısmı dericilikle, bir kısmı sağlıkla ve bir kısmı da sütannelik gibi konularla istigal ederlerdi.

c. Kadın Fıtratına Uygun Egitim

Hz. Peygamber’in yetişkinlere yönelik egitiminde, insanların duygu, düsünce ve huylarını göz önünde bulundurdugu farklı örneklerden bilinmektedir. Bu manada, O, kadınların fıtrî özelliklerini de göz önünde bulundurmustur. Meselâ Hz. Peygamber, fıtraten kadınların süslenmeye ve eglenmeye daha düskün olduklarını bilir ve buna göre davranırdı. Onun, altın ve ipek kullanımı konusunda erkek ve kadın arasında ayırım yapması, kadınların takılar takmalarına, kocaları için süslenmelerine izin vermesi; erkeklerin eğlenmelerine kadınlardan daha çok tahdit getirmesi, bir dügünde def çalıp sarkı söyleyen kızlara müdahale etmemesi, Hz. Ebû Bekir’in, Hz. Aise’nin yanında sarkı söyleyen kızlara müdahale etmesi üzerine  Resûlullah’ın Hz. Ebû Bekir’e engel olması, Hz. Aise’yi, mescitte bir bayram günü eglenen Habesileri seyrettirmesi gibi olaylar, Resûlullah’ın kadınların bu özelligini bildigini ve eğitimde söz konusu hususları göz önünde bulundurdugunu göstermektedir. Yine Hz. Peygamber, kadınların dogalarındaki kıskançlık duygusunun erkeklere göre daha baskın oldugunu bilir ve ona göre davranırdı. Mu’temed hadis eserlerinde Hz. Peygamber’in hanımlarının birbirlerini kıskanmaları ile ilgili çeşitli rivâyetler bulunmaktadır. Hz. Peygamber, kadınların bu özelliğini bildigi için davranıslarını da buna göre ayarlamıstır. Mesela Hz. Aise, Hz. Peygamber onun evindeyken yemek gönderen diğer bir hanımı kıskanmıs, tabağı hizmetçinin elinden alarak yere atmıs, Resûlullah egilip yere düsenleri toplamıs ve sadece; “Anneniz kıskandı” buyurarak,söz konusu davranısın nedeninin kıskançlık oldugunu, bunun da normal karsılanabilecegini ihsas etmistir.

0 0 Yorumlar
Puan
Bildir
guest

0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
Scroll Up
0
Düşüncelerinizi çok isterim, lütfen yorum yapın.x