Menü

Eser: Hz. Peygamber(sas) ve İslâmiyet

Yazar: M. Âsım Köksal

Değerlendirmeye Alınan Yayın:  İrfan Yayınevi, Üçüncü Baskı, İstanbul, 1978, ciltli.

M. ÂsımKöksal, Kayseri Develi’de doğdu. Büyük dedelerine nispetle Pir Veli oğulları diye bilinen bir aileye mensuptur.İlköğrenimini Develi Merkez Numune Mektebi’nde tamamladı. Kayseri Lisesi ve Erzurum Askeri Lisesi’nin giriş imtihanlarında başarılı olduysa da çeşitli imkânsızlıklar sebebiyle bu okullara devam edemedi. Bunun üzerine Develi Müftüsü İzzet Efendi’nin “mukaddimât-ı ulûm” derslerini takip etti. 1928’den Haziran 1930’a kadar Develi Ticaret ve Sanayi Odası’nda başkâtip olarak çalıştı.

Dinî ilimler sahasında yüksek tahsil yapmak için Mısır’a gitmek istediyse de muvaffak olamadı. 1933’te Ankara’ya gitti.Aynı yıl Diyanet İşleri Başkanlığı’nın açtığı kâtiplik imtihanını kazandı. Emekli olduğu 1964 yılına kadar Diyanet İşleri Başkanlığı’nda çalıştı. HamzavîMelamî kutbu Seyyid Abdülkadir-i Belhi’nin mensuplarından Fazlullah Rahimi Efendi’den ders ve feyiz alan son dönem Kâdirî şeyhlerinden İskilipli İbrahim Ethem Gerçekoğlu’nun talebesi oldu. Uzun yıllar bu hocasının derslerine devam etti ve kendisinden icazet aldı. 28 Kasım 1998’de Ankara’da vefat etti ve Bağlum Kabristanı’na defnedildi.

Safahat’tan etkilenerek 1927’den itibaren dinî manzumeler yazmaya başlayan M. Âsım Köksal, daha sonra ilmî çalışmalara yönelmiştir. Çalışmalarının büyük bölümünü Hz. Peygamber dönemine ayırmış, anlatılarında kısaltma yoluna gitmeyi uygun görmemiş,kaynaklarda kısa geçilmiş konuları ayrıntılı biçimde incelemeyi tercih etmiştir. Bu anlayışına uygun olarak yaptığı araştırmalar sonucunda ilk Müslümanların Darü’l-Erkam’a giriş tarihi, Hz. Ömer’in ve Amr b. Abese’ninMüslüman oluş sırası gibi bazı konular hakkında birçok kaynakta aktarılan bilgilerin doğru olmadığını ortaya koymuştur.[1]

Hz. Muhammed (sas) ve İslamiyet, en önemli ve en hacimli eseridir. 1964 yılından itibaren üzerinde çalışmaya başladığı eseri; bir cildi Mekke, bir cildi Medine devri olmak üzere iki cilt halinde yazıp ardından bunu genişletmeyi tasarlamış. Ancak 1966 senesinde Ankara’da Mekke devrini yayımladıktan sonra bu düşüncesinden vazgeçerek Medine dönemini Hz. Peygamber’in Medine’de kaldığı her bir yıl için bir cilt olmak üzere on bir cilt halinde kaleme almaya başlamıştır. İslam Tarihi’nin 1983’te Pakistan’da açılan milletlerarası Sîretü’n-Nebî yarışmasında dünya birinciliğini kazanması eserin tanınması ve yaygınlaşmasında önemli rol oynamıştır. Köksal, daha sonra Mekke devrini de altı cilt halinde neşretmiştir. Hayatının son yıllarında bütün ciltleri gözden geçirerek sekiz cilt olarak yeniden kaleme almıştır. Bu eser, ‘İslam Tarihi-Peygamberler Peygamberi Hz. Muhammed Aleyhisselam ve İslamiyet’adıyla vefatından sonra 1999’da İstanbul’da neşredilmiştir.

Hz. Peygamber dönemini ana kaynaklara dayanarak bütün ayrıntılarıyla ele alan ve Asr-ı Saâdet’te İslam’ın yayılış ve hukuk tarihini akıcı bir üslupla anlatan bu eser Türkçe’deki en geniş siyer kitabıdır.[2]

Eser ilk mevzu itibariyle Efendimiz’in (sas) Medine’ye gelişiyle başlar.Eserdeolaylar, kronolojik olarak aktarılmakta, bunun yanında önemli şahıslar hakkında bilgi de verilmektedir.Ayrıca İtalyan şarkiyatçısı Leone Caetani’ninkaleme aldığı “Annali deli’ Islam-İslam Tarihi”adlı eserinde yeralanözellikleİslam’da hadis ve isnad müessesesi, Cuma namazı, Hz.Peygamber’in şahsı ve İslamiyet’in teşekkülündekirolü ve onun lisanından dökülen bazı rivayetlere karşı iddia ve iftiralarınacevap vermektedir. Sonrasında müellifin bu iddialara verdiği cevaplar “Caetani’ye Reddiye”[3]ismiyle iki cilt olarak basılmıştır.

Hadiselerin içine girmeden önce zihnimizde bir zemin oluşturması açısından Medine tarihine giriş yapmaktadır. Hicrî 1. yıldan hicrî 11. yıla kadar olan Medine hayatı süresince; Medine’ye hicret, İslamiyet’in Medine’ye yayılışı,muâhât,Hz. Aişe’nin(r.anha) evliliği gibi konular kronolojik sıraya göre aktarılmıştır. Mescidin inşası, Medine’de İslam devletinin kurulmasıyla Medinepazarı ve ardından Suffa Mektebi’nin oluşum süreçleri ve ayrıntıları aşamalı olarak aktarılmıştır. Medine’de İslâm devletinin kurulmasının belgesi Medine Vesikası hakkında bilgi verilmiş ve vesikanın maddeleri aktarılmıştır.

Medine’nin sakinlerinden olan Yahudiler ve Peygamberimiz’in (sas) onlarla olan iletişimine (fikir alışverişleri, dinî münakaşa ve mücadeleler vs.) hadiseler üzerinden yer verilmiştir. Ayrıca “Peygamberimiz’in Tevrat ve İncil’deki Vasıfları” ve “Peygamberimiz’in Peygamber Resimleri Arasında Bulunan Resimleri” gibi farklı konularda bu ciltte yer almaktadır. Cildin sonlarına doğru Hicri 1’den önce savaş izni verilmesiyle başlatılan gazve ve seriyyeler hakkında bilgi verilmiş ve önemine değinilmiştir.

2. ciltten eserin sonuna kadar eserde; sefer, seriyye ve gazveler, aynı zamanda İslam devletinin yaptığı antlaşmalar ve diplomatik görüşmeleri aktarılmıştır.Özellikle gazvelerin niçin ve nasıl başladığı, nasıl sonuçlandığı, gibi sorular üzerinden hareket edildiği görülmektedir. Müellif bir de olayların akışına göre Müslüman olan bazı sahâbîlerin(radiyallahuanhumecmaîn) İslam’la müşerref olmaları, doğum ve vefatları gibi olaylardan da bahsetmiştir.

3. cildin sonunu da Uhud savaşına ait bir harita aktarılmış ve ilgili mekâna ait resimlerle konu desteklemiştir.

Hicri 4 ve 5. yılları kapsayan 4. ciltte okuyucu; Bi’r-i Maûne veReci’ gibi 70’ye yakın Kur’ân öğreticisi sahâbînin başlarına gelen elîmhadiselerini okuyabilmektedir. Ayrıcaçok sonralara ait bir başka tatsız bir olay olan Kerbela Hadisesini de.

4. cildin sonunda müellifin muhaddis kimliği ile tanışmaktayız. Çünkü bize hadis usûlüne dair birkaç özet bilgi sunmaktadır. 5. ve 6. cilt ise hicretin 5. ve 6. yıllarında olan olayları kapsamaktadır. 7. ve 8. cilt de hicretin 7. ve 10.yıllarını kapsamaktadır. Eser, 8. ciltte Efendimiz’in oğlu Hz. İbrahim’in doğumunun anlatılmasıyla nihayete ermektedir.

Dikkati çeken önemli bir husus daolaylar kronolojik olarak anlatılıyor olsa da, hicrî ve miladî tarihlendirme noktasında fazla detay sunulmadığı görülmektedir. Bu husustaKasım Şulul hocanın “Son Peygamber Hz. Muhammed’in Hayatı”eseri ile kıyaslandığında fark hemen göze çarpacaktır.

Müellif, aktardığı bilgiler üzerinde çok fazla hatta hiçbir şekilde kendinden bir yargıya yer vermez. Yani tahkik, tenkit, tercih ve tahlil etmekten ziyade tahric yöntemini kullanmıştır. Böyle olduğu için bu eseri; klasik bir siyer kitabı değil, bir “Siyer Rivayetleri Ansiklopedisi” olarak nitelendirmek daha doğru olacaktır.

Ayrıca eserde konu ile ilinti olduğu bölümlerde farklı alanlardan bilgiler de aktarmaktadır. Örneğin, Medine Mescidi’nin inşası konusunun içinde Mescidi Aksâ’dan da bahisler bulunmaktadır.

Asım Köksal hoca, İslamiyet’in temel meseleleri olan namaz, oruç, fıtır sadakası, bayram, cenaze ve cuma namazı, zekât gibi konularını yeri geldikçeayrıntılarıyla bir fâkih edasıyla anlatmıştır.

Siyeri Nebi’nin Medine ayağı hiç şüphesiz çok değerlidir. Çünkü İslam binası orada devlet olmuş ve teşkilatlanmıştır. Bundan dolayı orayı çok iyi tanımak istiyorum diyen birisi mutlaka bu eserle tanışmalıdır.

Merhum M. Asım Köksal Hocamızdan Allah ebeden razı olsun ki bizi bu değerli eserle buluşturdu.


[1] A.Cüneyt Köksal, “Mustafa Âsım Köksal”, DİA,XXVI, 235.

[2]Köksal, s. 236.

[3] M. ÂsımKöksal, Caetani’ye Reddiye, İz Yayıncılık, İstanbul 2015.

0 0 Yorumlar
Puan
Bildir
guest

0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
Scroll Up
0
Düşüncelerinizi çok isterim, lütfen yorum yapın.x