Menü
Mehmet Kaman
Mehmet Kaman
Editörden 25. Sayı
Ocak 16, 2024
Yazarın Tüm Yazıları

Bir kar serinliğidir kimine, kimine kavurucu bir ateş…
Kimi için son, kimi için sonsuzluğa bir kapı…
Bir an için duralım ve hiçbir şeyi açıklamadan sadece anlamaya odaklanalım! Anlamak; insanı, hayatı, varlığı… Herhangi bir konuda yeterli bilgiye sahip olsa dahi; bir döngünün aktif unsuru olmanın getirdiği zaruretle insan önce yaşar, sonra anlamlandırır.
Hayatta tattığımız her lezzet, yaşadığımız her an ve karşılaştığımız her zorluk ya da güzellik bizim durduğumuz yer ve hayata olan bakışımızı belirler. Bunu tersinden de okuyabiliriz durduğumuz yer ve hayata bakışımıza göre hayattan lezzet alır, karşılatığımız zorluk ya da güzellikleri bu konumlanmaya göre değerlendirebiliriz. Ama ne olursa olsun yaşayacağımız her duygu sınırlıdır. Çünkü insan hiçbir duyguyu sınırsız yaşayamaz.
Ağlarız ve güleriz, acıkırız ve doyarız. Acı çekeriz, mutlu oluruz. Özleriz kavuşuruz, ararız ve buluruz. Çünkü her sonuç bir oluşa bağlıdır, her oluş bir sonucu doğuracaktır. Yaşayarak öğrenmek ve tecrübe etmek insanoğluna özgü bir durumdur. Olumlu ya da olumsuz bir durumu tecrübe etmeden, ders çıkarmayı öğrenemeyiz. Her duygu hayatımızın özetidir aslında. Tıpkı her güzel şeyin bir gün biteceği, her acının son bulacağı gibi… Bu hayata gözlerini açan her insanın bir gün ölümü yaşacağı gibi. Hiç düşünmek istemesekte, her doğum ölümün habercisidir. Varlığına sevindiğimiz canımızın parçası için gün gelecek üzülecek, ağlayacak ve sadece hatıraları ile yetineceğiz.
Ontolojik olarak bu dünya varlığı bir süreye, ölüm ise bir niteliğe bağlıdır. Bu yüzden ilkel bir varlık olarak insan, göçebedir. Göçebe insanın bohçasından başka bir varlığı yoktur. Yüreğinden ve yüreğinde biriktirdiğinden başka hiçbir azığı yoktur. O biriktirmez, biriktireceklerinin hiçbirini götüremeceğini, kendisine yük olacağını bilir. Evet insan bu dünyada muhacirdir, mültecidir, misafirdir, göçebedir. Konmaya değil, kısa bir süreliğine gelmiştir. O yüzden bağlanmaz bu dünyaya, kazandıklarına sevinmediği gibi kaybettiklerine de üzülmez. Çünkü günün sonunda ne yaşarsa yaşasın hiç yaşamamış gibidir.
Bu ruh her insanın kuşanması gereken belki de tek bilinçtir. Bu bilinçle hayatını inşa eder, bu bilinçle yaşar. Baharda açan papatyalar solarken, göçmen kuşlar göğümüzü terkedecek. Çimenlere uzanıp bulutların şekillerinden çıkardığımız figürler, hayran kaldığımız yıldızların gökyüzünde süzülüşleri sanki her biri bizim uçurtmalarımız gibi dursa da bir gün perde kapanacak ve film bitecek. Önemli olan kendi filmimizin senaryosunu yazıp oynamak ve büyük göçe hazırlanmak.
Bu değişmez gündemimizin dışında bugün tüm dünyada konuşulan nadir konulardan biri de mültecilerdir. Buna bağlı olarak insanların memleketlerini bırakıp başka yerlere göçüdür. İnsanları göçe zorlayan sosyolojik, ekonomik ve bireysel sorunların dışında hiç konuşulmayan hususları Siyer Dergisi olarak sizin için dosya haline getirdik. Yayın Kurulumuzun üzerinde günlerce konuştuktan sonra çerçevesini belirlediği dosyamızı sadece göçle sınırlandırmak konuyu dar bir alana sıkıştırmak ve bağlamından kopararak izafileştirmek anlamına geleceği için tüm peygamberlerin ve Peygamberimizin dünyanın gidişatını etkileyen Hicret’ini konuya dahil ederek göç/hicret, mülteci/muhacir değerlendirmesini yapmayı zorunlu gördük.
Yine her sayımızda olduğu gibi konunun teknik boyutunu ele aldığımız röportajımızı Mülteci Dernekleri Federasyon Başkanı Av. Uğur Yıldırım’la gerçekleştirdik. İnancımız ve kültürümüzün bize sığınan insanlara karşı duruşumuzu belirlediği hususların yanında tüm disiplinler açısından da konuyu ele almaya gayret ettik. Hiçbir gayreti karşılıksız bırakmayan Allah’ın (cc) takdirine razıyız. Sizlerin de toplumdaki tüm tartışmalardan bağımsız ele almanıza yardımcı olacak olan dosyamızın yer aldığı yeni sayımızı beğeninize sunuyoruz.
Gayret bizden, takdir Allah’tan…

0 0 Yorumlar
Puan
Bildir
guest

0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
DOSYA
İlkeli Yönetim
Ramazan Kayan
Kudüs’te Bir Eşraf Ailesi: el-Hüseynîler...
Sezai Balcı
Gazze: Direniş ve Diriliş Mektebi...
Abdullah Yıldız
Zafer Vadedilen Kur’ân (Tufan) Nesli...
Recep Songül
Filistin Direnişi Bize Ne Anlatıyor?...
Aydın Ünal
RÖPÖRTAJLAR
“Gazze’de yaşananlar, Batı’nın dünya kamuoyundan, ...
Derda Küçükalp
"Filistin davası, Filistinlilerin ya da Arapların ...
Abdurrahman Arslan
“Dünyaların değiştiremediği insanlar ancak dünyala...
Muhammed Emin Yıldırım
“Müslümanın dünyayla ilişkisi tedbir ve temkin ili...
Kasım Küçükalp
... her nimetin bir külfeti var. Gülü seven dikeni...
Ali Osman Öncel
SİRET-İ İNSAN
Savaşın Çocukları
Bahriye Kaman
Toplumun Kurucu Hücresi Olan Ailede Örneklik Vasfı...
Bahriye Kaman
Lider, Önder, Rehber!
Bahriye Kaman
Göçebe Ruhu
Bahriye Kaman
Nitelikler ve Roller
Bahriye Kaman
SİNEMA
Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak. Ama!...
Abdülhamit Güler
Bu Film, Böyle Devam Edemez!
Abdülhamit Güler
Göstermenin Mesuliyetinde Sinemanın Örnekliği...
Abdülhamit Güler
Perdedeki Kimin Afeti, Felaketi, Kıyameti!...
Abdülhamit Güler
Türk Sinemasında Neden Hz. Muhammed (sas) Filmi Yo...
Abdülhamit Güler
GEZİ-YORUM
Prizren’de Osmanlı Evladı Olmak
Mikail Çolak
Vakur ve Mahzun Bir Efsanedir: Kudüs...
Mikail Çolak
Habib-i Neccâr’ın Gözyaşları
Mikail Çolak
Avrupa’nın Ortasında Var Edilen Güçlü Bir İnanç İk...
Mikail Çolak
İnsan Göç Eyler
Mikail Çolak
SAHABİ BİYOGRAFİSİ
F Tipi Dünya
Rumeysa Döğer
Afrâ bint Ubeyd Yüzlü Kadınların Zamanından…...
Rumeysa Döğer
Bütün Şehit Annelerine: Sümeyra Bint Ubeyd Teselli...
Rumeysa Döğer
Ensârî Bir Muhacir: Zekvân b. Abdükays...
Miraç Okutan
İki Hicret Sahibi: Ca’fer b. Ebû Tâlib...
Miraç Okutan
NEBEVİ VARİSLER
Mücâhid b. Cebr
Damla Mıdış
Takvâ Sahiplerinin Öncüsü Hasan Basrî...
Beyza Durna
Ca'fer b. Ebû Talib
Zeynep Simit
Süleyman b. Yesâr
Ruveyda Büyükkendirci
Ömer b. Abdülaziz
Kevser Özdağ
Scroll Up
0
Düşüncelerinizi çok isterim, lütfen yorum yapın.x