Menü

Hz. Peygamber (sas) Hicretin 11. yılının Rebiülevvel ayının, 12. günü olan Pazartesi gününün(7 Haziran 632) sabah saatlerinde, 13 gündür hasta olarak yattığı Hz. Aişe annemizin odasında vefat etti.

Nereye defnedileceğine dair sorular sorulunca Hz. Ebû Bekir (ra): “Kendisinden işitip de unutmadığım bir sözünde Resûlullah (sas) şöyle buyurmuştu: ‘Allah, bir peygamberin ruhunu kendisinin gömülmesini istediği yerden başkasında almaz!’ Bundan dolayı Resûlullah, Aişe’nin odasında defnedilecek.” dedi. (İbn Kesir, el-Bidâye, 5/266)

Defin yeri Hz. Aişe annemizin odası olarak belirlenince, Efendimiz’in (sas) yıkanması mevzu bahis oldu. Hz. Ebû Bekir bu işin Ehl-i Beyt’e ait olduğunu söyleyerek, odanın içerisinde Hz. Ali, Hz. Abbas, Hz. Fadl, Hz. Kusem, Hz. Üsame ve Hz. Şükran/Salih (Efendimiz’in hizmetlisi) dışındakileri çıkarttı ve bu işi onlara bıraktı. Ensâr’dan bazıları odaya girmek istediler, ama Hz. Ebû Bekir, odanın küçük olduğunu, insanların kalabalık yaparlarsa işin rahat yürümeyeceğini söyleyerek, bırakmadı. Orada Hz. Ebû Bekir şöyle dedi: “Ey Müslümanların cemaati! Her kavmin kendi cenazelerine başkalarından ziyade öncelik hakkı vardır. Size onlar adına diyorum ki; eğer siz odaya girerseniz Resûlullah’a (sas) yapılacak hizmete engel olursunuz. Vallahi çağrılanlardan başka hiç kimse içeriye girmeyecek!”Ancak Ensâr’dan bazıları çok ısrarcı davranınca Hz. Ali’ye hadise intikal etti, o da birkaç Ensârî sahâbîye izin verdi. Böylece Efendimiz’in (sas) yıkanması yapıldı.

Sıra cenaze namazına gelince (Salı günü öğlene doğru) Hz. Ebû Bekir (ra) naaşın dışarıya çıkarılmasına müsaade etmedi. Hz. Ali de (ra) bu görüşü destekleyerek, odaya grup grup insanların alınmasına karar verildi. Önce Haşimoğulları içeriye girdi, sayılarının 17 olduğu söylenir. Hz. Ali, ‘vefat etmiş olsa bile imam Resûlullah’tır’ diyerek cemaatle değil, herkesin ferdi olarak namaz kılmasını söyledi. O anlarda Hz. Ali şöyle bir dua etti, odada bulunan Haşimoğlulları ise bu duaya âmin dedi: “Ey Nebi! Allah’ın selamı, rahmeti, bereketi senin üzerine olsun. Ey Allah’ım! Biz O’nun kendisine tarafından indirilmiş olanları tebliğ ettiğine ve ümmetine nasihatte bulunduğuna, Allah’ın dinini üstün kılıncaya ve kelimesini tamamlayıncaya kadar Senin yolunda mücadele ettiğine şehadet ederiz. Ey Allah’ım! Bizleri O’na indirdiğin şeylere uyan kişilerden eyle! Ondan sonra da bu yolda bize sebat ver. Onunla aramızı birleştir.”

Haşimoğullarından sonra Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer yanlarında Muhacir ve Ensâr’ın bazıları ile odaya girip, namazlarını kılıp, dua ettiler.  Böylece Çarşamba gününe kadar Medine ahalisinin ve dışarıdan gelen insanların namazları devam etti. Bütün erkekler grup grup içeriye girip namaz kıldıktan sonra kadınlar aynı şekilde içeriye alındı. Kadınlar bitince de çocuklar, çocuklar bitince de köleler içeriye alındı.Bu konu onlarca kaynağımızda, geniş bir şekilde ele alınmaktadır. Daha fazla bilgi için şu eserlere bakılabilir: İbn Sa’d, Tabakât, c. 2, s. 290-293; Belâzürî, Ensabü’l-Eşrâf, c. 1, s. 275-278; Beyhaki, Delâil, c. 7, s. 251-253)

0 0 Yorumlar
Puan
Bildir
guest

0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
Scroll Up
0
Düşüncelerinizi çok isterim, lütfen yorum yapın.x