Menü
İsmet Eşmeli
İsmet Eşmeli
Yahudilik ve Siyonizm
Ocak 24, 2024
Yazarın Tüm Yazıları

Yahudilik, Hz. İbrâhim (as) ile başlayan uzun bir geçmişe sahip bir dindir. İbrâhîmî geleneğe bağlı monoteist din ailesi içinde yer alır ve bu ailenin en eski halkasını oluşturur. Yahudiliği ve Yahudiler belirtmek için İbrânîler, İsrailoğulları, Yahudiler ve Musevîler gibi isimler kullanılmıştır. Kur’ân-ı Kerim’de Yahudiler için Benî İsrâîl, el-Yehûd/Hehûdî, Hûd ve Ehlü’l-Kitab gibi kavramlar kullanılmıştır.[1] Yahudilik, binlerce yıllık tarih içerisinde farklı etmenlerin etkisiyle şekillenmiştir. Yahudilikte çeşitli anlayışlar ortaya çıkmıştır. Bu anlayış ve yaklaşımlar Yahudileri olduğu gibi Yahudi olmayanları da etkilemiştir. Orta Doğu coğrafyasında çıkan Yahudilik, farklı etmen ve sebeplerle dünyanın dört bir yanına yayılmıştır. Dolayısıyla her ne kadar millî bir din özelliği gösterse de Yahudiliğin daha doğrusu Yahudilerin dünya siyaset ve ekonomisinde etkin oldukları açıktır.  Yahudiliğin kendine has belli bazı temel özellikleri bulunmaktadır. Bu özellikler aynı zamanda Yahudi inanç sisteminde belirleyici hususları içermektedir. Bunlar, ahitleşme, vaat edilmiş kutsal topraklar, seçilmişlik, mabet merkezilik ve milliliktir.

Binler yıllık tarih içerisinde Yahudilikte farklı anlayışlar ortaya çıkmıştır. Siyonizm de bu anlayışlardan biridir. Siyonizm, ilk olarak sürgünde olan Yahudiler arasında dinî bir gerekçe ile ortaya çıkan bir anlayıştır. Ancak zamanla siyasî, sosyal ve ekonomik gibi birçok etmenlerin etkisiyle farklı bir mahiyete dönüşmüştür. Siyonizm, ilk bakışta sadece Yahudileri ilgilendiren bir anlayış gibi görülmekle birlikte günümüzde Yahudi olmayanları da etkileyen bir anlayış haline gelmiştir. Bu bağlamda Siyonizm, Yahudilerin daha önceki yaşamlarıyla bağlantılı olmakla birlikte sürgün hayatında bulundukları ülke yöneticilerinin Yahudilere karşı olan olumsuz tutumun etkisiyle siyasî gerekçenin dinî gerekçe ile desteklenmesi sonucu ortaya çıkmış olan ve daha sonrasında siyasî bir kimlik kazanan anlayış olarak tanımlanabilir. Ancak, genel olarak Siyonizm, Kral Davud zamanındaki devletin merkezi olan Siyon’a atıf yapılarak bir Yahudi devletinin oluşturulması anlaşılmaktadır. Siyonizm, dünya üzerinde farklı ülkelerde dağınık halde yaşayan Yahudilerin kendi devletine sahip olması için takip edilen ve uygulanan dinî, siyasî, ekonomik ve sosyal adımları içine alan bir durumdur. Siyonizm, Tanrı tarafından Yahudilerin atalarına vadedilmiş kutsal toprak anlayışıyla da yakın bir ilişkiye sahiptir. Bu anlamıyla Yahudi Siyonizmi, ilk ortaya çıktığı zamanda da sonrasında da farklı boyutları içinde barındıran bir anlayış olmuştur.

Yahudilik, inanç ile ırkın birbirinden ayrılmaz birer parça olduğu bir din olarak bilinmektedir. Yahudi inançları ve ibadetleri İsrailoğulları’nın tarihî seyri içerisinde şekillenmiştir. Yahudi tarihinde inanç, ibadet ve kültürleri üzerinde etkili olan dönüm noktaları bulunmaktadır. Bunlar, Mısır esareti öncesi ve sonrasına dair olaylar. Yahudilerin vaadedilen topraklara yerleşmeleri ve Süleyman Mabedi’nin yapılması, sürgün ve istila dönemleri ve son olarak MS. 70 yılından itibaren Yahudilerin tamamen sürgünde yaşamaları şeklinde sıralanabilir.

Yahudiliğin temel özellikleri olan ahitleşme, vadedilmiş topraklar, seçilmişlik ve mabet merkezilik, Yahudi tarihiyle birlikte Yahudi Siyonizm’inin anlaşılmasında önemlidir. Yahudi Siyonizm’i, inançsal, tarihsel, sosyo-ekonomik boyutları bulunan bir anlayış olarak kabul edilmektedir. Yani Yahudi Siyonizm’inin ortaya çıkmasında dinî unsurların etkili olduğu kadar Yahudi tarihinin, Yahudilerin ve diğer ilgili güçlerin içinde bulunduğu sosyo-ekonomik durumlar da etkili olmuştur.

Yahudi Siyonizminin Sebepleri

·      Ahitleşme

Yahudilikte, Tanrı’nın Hz. İbrâhim ile ahitleşme gerçekleştirdiği, Hz. Mûsâ ile yenilediği ve dolayısıyla kendilerinin de bu ahitleşme kapsamına dâhil olduğu inancı vardır. Hz. İbrâhim ile Tanrı bir ahit gerçekleştirmiş ve bu ahitin nişanesi olarak da sünneti kabul etmiştir. Tanrı’nın Hz. İbrâhim ile yaptığı bu antlaşmaya göre, Yahudiler sünnet olacaklar ve Tanrı’ya itaat edeceklerdir. Bunun karşılığında İsrailloğulları Kenan diyarının varisi olacaklardır.[2] Bu anlamıyla Yahudi Siyonizm’inin temeli, bu kutsal anlaşmaya dayandırılarak dinî bir gerekçeye dayandırılmaktadır. Görüldüğü gibi ahit geleneği İsrailoğulları’nın önemli bir unsurudur ve günümüzde Yahudi Siyonizm’ininim oluşumunda önemlidir. Siyon bölgesi yani, vadedilmiş topraklar Tanrı ile İsrailoğulları arasında yapılan ahdin konusunu oluşturmaktadır. Bu bağlamda ahitleşme, Yahudi Siyonizm’inin gerekçeleri arasındadır.

·      Vadedilmiş Topraklar

İsrailoğulları’nın atalarına Tanrı tarafından vaade konu olan topraklar ahitin konusunu oluşturmaktadır. Özellikle Hz. İbrâhim’le Tanrı arasında gerçekleştirilen ahit, vadedilmiş topraklar bağlamında Yahudiler açısından önemlidir. İsrailoğulları’nın atalarına ve dolayısıyla kendilerine Tanrı tarafından vadedilen topraklarla ilgili kutsal pasajlar Yahudilerin Yahudi Siyonizm’ine sahip çıkmalarına katkı sağlamıştır.[3] Bu bağlamda, Fransız İhtilali ve diğer gelişmeler neticesinde İsrailoğulları’nda da millet olma şuuru yavaş yavaş filizlenerek büyümüştür. Millet olarak bir toprağa sahip olmak için de Yahudi tarihiyle sıkı bir bağı olan İsrail Krallığı’nın sınırları içinde yer alan ve Yahudi Mabetlerin merkezi olan bölge, Yahudi Siyonizm’inin tetikleyici unsuru olmuştur.[4] Vadedilmiş topraklarda bir devlete sahip olma duygusu, dindar ve milli olan Yahudilerin Siyonizm’e ilgisini ve desteğini arttırmıştır.[5]

·      Milliyetçilik Akımları

Fransız ihtilali sonrası öncelikle Avrupa bölgesinde olmak üzere diğer bölgelerde de ortaya çıkan hümanistik ve milliyetçi akım ve anlayışlar, diyaspora Yahudileri üzerinde etkili olmuştur.[6] MS. 70 yılında Yahudilerin Kudüs’ten dünyanın farklı coğrafyalarına sürülmeleri Yahudi tarihindeki en önemli dönüm noktalarından biridir.[7] Yahudi Siyonizm’inin ortaya çıkmasında Fransız İhtilali sonrasında ortaya çıkan milliyetçi akımlar neticesinde özellikle Hristiyan Avrupa’da yaşayan Yahudilerin bir devlete ve mabede sahip olma arzusu belirleyici olmuştur.[8]

Yahudi Siyonizm’inin filizlenmesinde Avrupa bölgesinde yaygınlaşan ulus anlayışının Yahudiler arasında da yaygınlık kazanması, Hıristiyan Avrupalıları rahatsız etmiştir. Bu nedenle Hristiyan Avrupa yetkilileri kendi bölgelerindeki Yahudilerin Hristiyan Avrupa sınırlarının dışındaki coğrafyada devlet kurmaları için çok büyük katkılar sağlamışlardır. Bu katkıları dolayısıyla Hristiyanların gösterdiği bu eylemlere Hristiyan Siyonizm’i de denilmektedir.[9]

·      Yahudi Düşmanlığı

Yahudiler MS. 70 yılından itibaren millet olarak herhangi bir devlet kuramamışlardır. Günümüzde dinî sebeplerden dolayı İsrail Devleti’ni kabul etmeyen Yahudiler için hâlâ Yahudilerin bir devleti yoktur. MS. 70 yılından itibaren İsrail Devleti’nin resmen kurulduğu 1948 yılana kadar Hristiyan Avrupa’da ve Müslüman ülkelerde yaşamışlardır. Müslüman idaresi altında olan Yahudiler, dinlerini diğer bölgelerdeki Yahudilere göre daha rahat yaşamışlar ve sosyal imkânlardan da faydalanmışlardır. En önemlisi de Müslüman ülkelerdeki Yahudiler, sindirme, düşmanlık etme, mal ve can güvenliğine yönelik saldırılara ve soykırıma maruz kalmamışlardır. Avrupa ülkelerindeki Yahudilere, ikinci sınıf muamelesi yapılmış ve onlar soykırım derecesine varan uygulamalarla karşı karşıya kalmıştır.[10] Bu nedenle Hristiyan ülkelerdeki düşmanlık Yahudi Siyonizm’inin nedenleri arasında gösterilmektir.[11]

·      Ekonomik Gelişmeler

Aydınlanma dönemi ve daha sonrasında Fransız ihtilali sonrasında Avrupa ülkelerinde yaşayan Yahudiler, özellikle Fransa’dakiler, kendilerine tanınan- özgürleşme süreci de denilen- haklara kavuşarak bulundukları toplumda üst düzey gruplar arasına girmişlerdir. Onlara, daha öncesinde kendilerine yasak olan haklara büyük oranda sahip olmuşlardır. Toplumun eşit üyesi olduğu bölgelerde toplumun görünür ve göze çarpan grubu haline gelmişlerdir.[12]

Ekonomik gelişmeler daha öncesinde varlıkları yerinde olan gruplarının sermaye kaybı yaşamasına sebep olmuştur. Zamanla alt sınıflara doğru hızla düşüş yaşayan orta ve üst sınıfa ait yerli halk, bu durumun faturasını özellikle Almanya gibi ülkelerde, Yahudilere kesmişlerdir. Bu da Yahudi düşmanlığına sebep olmuştur. Ancak bu durum Yahudiler için hem olumlu hem olumsuz durumu beraberinde getirmiştir. Sahip olmadıkları hakları elde etmeleri açısından olumlu olmakla birlikte kendilerine karşı yerli halkın düşmanlıklarının artması açsısından olumsuz olmuştur.[13]

·      Kurtarıcı Algısı

Yahudilikte kurtarıcı inancının ortaya çıkmasında sürgünler etkili olmuştur.[14] İlk yıllarda ya da Yahudilerin imkânlarının iyi olduğu dönemlerde Yahudilikte kurtarıcı inancı yoktur. Yahudiler, sürgünde oldukları sürece kurtarıcı beklemeye başlamıştır.[15] Yahudilere vadedilen topraklar, Yahudilerin isyanları ve ahitlerine uymamaları sonucunda Tanrı’nın bir cezası olarak Yahudilerin elinden çıkmıştır.[16] Yahudilerin tekrar bu topraklara dönmeleri mümkün olmayınca kendilerini bu topraklara yerleştirecek olan Hz. Davûd soyundan bir kurtarıcının geleceği beklentisi oluşmuş ve bu inanış Yahudiler arasında belirgin bir hâl almıştır. Yahudilere göre, Tanrı bir kurtarıcı gönderecek ve onları söz konusu topraklara yerleştirecektir. Ancak, onları buraya yerleştirecek kurtarıcının gelmesi beklenmektedir.[17]

Beklenen kurtarıcın uzunca bir zamandır gelmeyişi Yahudiler arasında farklı anlayış ve arayışlara sebep olmuştur. Diğer olumlu gelişmelerin de tetikleyici gücüyle birlikte Yahudilerin ileri gelenleri tarafından beklenen kurtarıcının gelmesi için kendilerinin de bir hazırlık yapmaları ve çaba göstermeleri gerektiği algısı benimsenmiştir. Kurtarıcının gelmesi için uygun bir ortamın hazırlanması gerektiği vurgulanarak vadedilmiş topraklara Yahudilerin yerleşmelerinin sağlanması ve orada bir yönetim kurmaları kurtarıcının gelmesi için bir hazırlık süreci olarak kabul edilmiştir. Bu anlayış, Yahudi Siyonizm inine ivme kazandırmış ve İsrail Devleti’nin temellerinin atılmasına katkı sağlamıştır. Bu amaç için toprak satın alımları yapılmış ve diyaspora Yahudilerinin söz konusu bölgelere göçü istenmiştir.  Bu istenilen düzeyde olmasa da zamanla gerçekleşmiştir.[18] Yahudilikteki mesih/kurtarıcı anlayışındaki değişim, Yahudi Siyonizm’inin nedenlerindendir.

Sonuç olarak, Siyonizm hakkında farklı algılar mevcuttur. Ancak Siyonizm ile Yahudilik özdeşleşmiştir. Yahudi Siyonizm’inin arka planında farklı etmenlerin olduğu aşikârdır. Bunlardan bazıları dinî, bazıları siyasî, bazıları ekonomik, bazıları da hem siyasî hem ekonomik ve aynı zamanda dinidir. Yani Yahudi Siyonizm’inin ortaya çıkmasında etkili olan birbirinden farklı ancak birbiriyle ilişkili faktörler söz konusudur. Yahudi Siyonizm’inde, Yahudi tarihi ve yaşam koşulları etkili olmuştur. Yahudi inancı ile Yahudi tarihi arasındaki ilişki Yahudi Siyonizm’inde de belirgindir. Bu bağlamda Yahudiliğin temel özelliklerinden olan ahitleşme, vadedilmiş kutsal topraklar, mesih inancı, mabet algısı gibi unsurların Yahudi Siyonizm’inin dinî boyutunu oluştururken; Avrupa’da ortaya çıkan milliyetçi akımlar, yaşanan ekonomik gelişmeler ve sosyal değişmeler de Yahudi Siyonizm’de etkili olan diğer boyutlardır. Bunun günümüze yansımaları olarak da Orta Doğu’da özellikle Filistin bölgesinde yaşanan olaylar ön sıralarda olmakla birlikte, dünyanın farklı bölgelerinde oluşturulan Yahudi birlikleri, lobileri ve bunların faaliyetleri dikkate değerdir. Günümüzde Filistin bölgesinde yaşanan olaylar sadece bugünün meselesi değildir. Aksine dünün olduğu kadar yarının da meselesidir.

 

Dipnotlar

[1] Salime Leyla Gürkan, “Temel Kavramlar”, Kur’an’da Yahudiler, ed. Ömer Faruk Harman, Kuramer Yayınları, İstanbul, 2019, 33.

[2] Tekvîn, 13/15, 17, 15/18, 17/2-8; Geniş bil için bk. Abdurrahman Küçük, “Ahid”,  TDV İslam Ansiklopedisi (DİA), TDV Yayınları, İstanbul: 1988, 1:532-533.

[3] Tekvîn, 17/8; 28/4,13; 48/4; Çıkış, 6/8; Abdurrahman Küçük, “Arz-ı Mev’ud”, TDV İslam Ansiklopedisi (DİA), TDV Yayınları: İstanbul, 1991, 3:442-444; Gürkan, Yahudilik, İSAM Yayınları, İstanbul, 2018, 178-181.

[4] Roger Garaudy, Siyonizm Dosyası, çev. Nezih Uzel, Pınar Yayınları, İstanbul 1983, 59-61.

[5]  M. Lutfullah Karama, “Siyonizm”, TDV İslam Ansiklopedisi (DİA), TDV Yayınları, İstanbul, 2009, 37: 329-335.

[6] Ömer Tellioğlu, Filistin’e Musevi Göçü ve Siyonizm, Kitabevi Yayınları, İstanbul, 2018, 12; Mim Kemal Öke, “Osmanlı İmparatorluğu, Siyonizm ve Filistin Sorunu (1880.1914)”, Marife, 6/1 (2006), 261-270.

[7] Sedat Kızıloğlu, “İsrail Devleti’nin Kuruluşuna Kadar Geçen Süreçte Yahudiler ve Siyonizm’in Gelişimi”, Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2/1 (2012), 35-64.

[8] Yasemin Avcı, “Siyon’dan Siyonizm’e: Politik Bir İdeolojinin Dini Temelleri ve Fikirsel Gelişimi”, Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi CTAD, 2/3 (2006), 43-58.

[9] Mim Kemal Öke, Siyonizm ve Filistin Sorunu (1880-1914), Üçdal Neşriyat, İstanbul 1982, 23; Avcı, “Siyon’dan Siyonizm’e: Politik Bir İdeolojinin Dini Temelleri ve Fikirsel Gelişimi”, 43-58.

[10] Öke, “Osmanlı İmparatorluğu, Siyonizm ve Filistin Sorunu (1880.1914)”, 261-270; Ali Osman Kurt, Fundamantalist Yahudiler, Eski Yeni Yayınları, Ankara 2016, 300.

[11] Meral, “Yahudilik”, 58-60; Fuat Aydın, Yahudilik, Mahya Yayıncılık, İstanbul 2018, 60-68.

[12] Jacques Attalı, Yahudiler, Dünya ve Para, çev. Berna Günen, Kırmızı Kedi Yayınevi, İstanbul 2017, 305-314.

[13] Tellioğlu, Filistin’e Musevi Göçü ve Siyonizm, 12; Attalı, Yahudiler, Dünya ve Para, 291-301.

[14]  Meral, Yahudilerin Ahir Zamanı, Ankara Okulu Yayınları, Ankara 2019, 153.

[15] İlknur Daşbadem, Geçmişten Günümüze Yahudi Mezheplerinin Mesih Anlayışı ve Mesihi Hareketler (Yüksek Lisans Tezi), Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya 2008, 90-91; Serpil Akbıyık, Babil Esareti’nin Yahudiler Üzerindeki Sosyal, Kültürel ve Dini Etkileri, (Yüksek Lisans Tezi), Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya 2010, 65 ve 101-103.

[16] Yeremya, 6/13-15.

[17] Meral, Yahudilerin Ahir Zamanı, 153-159.

[18] Baki Adam, “Yahudilik”, 121-123; Ribhi Halloum (Abu Firas), Belgelerle Filistin, Alan Yayıncılık, İstanbul 1989, 41-42.

5 1 Yorum
Puan
Bildir
guest

0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
DOSYA
Hz. Peygamber’in ﷺ Dünyasında Cihad ve Savaş...
Ahmet Özel
En Faziletli ve En Hayırlı Amel Cihad...
Muhammed Emin Yıldırım
Filistin Direnişinde Öncülük ve Önderler...
Hamza Türkmen
Kudüs Davası Bilincimiz ve Aksa Tufanı’nın Değerle...
Maruf Çelik
Aksa Tufanı’nın Geleceği Dönüştürme Etkisi…...
Abdülaziz Tantik
RÖPÖRTAJLAR
“Dünyaların değiştiremediği insanlar ancak dünyala...
Muhammed Emin Yıldırım
“Müslümanın dünyayla ilişkisi tedbir ve temkin ili...
Kasım Küçükalp
... her nimetin bir külfeti var. Gülü seven dikeni...
Ali Osman Öncel
“Resûlullah (sas) ile meşgul olmak, Resûlullah’ı (...
Mustafa Fayda
“Peygamberler dünyayı yaşanır hale getirmek için g...
Mustafa Ağırman
SİRET-İ İNSAN
Savaşın Çocukları
Bahriye Kaman
Toplumun Kurucu Hücresi Olan Ailede Örneklik Vasfı...
Bahriye Kaman
Lider, Önder, Rehber!
Bahriye Kaman
Göçebe Ruhu
Bahriye Kaman
Nitelikler ve Roller
Bahriye Kaman
SİNEMA
Bu Film, Böyle Devam Edemez!
Abdülhamit Güler
Göstermenin Mesuliyetinde Sinemanın Örnekliği...
Abdülhamit Güler
Perdedeki Kimin Afeti, Felaketi, Kıyameti!...
Abdülhamit Güler
Türk Sinemasında Neden Hz. Muhammed (sas) Filmi Yo...
Abdülhamit Güler
İnsanın Göç Meselesi: GÖÇ
Abdülhamit Güler
GEZİ-YORUM
Vakur ve Mahzun Bir Efsanedir: Kudüs...
Mikail Çolak
Habib-i Neccâr’ın Gözyaşları
Mikail Çolak
Avrupa’nın Ortasında Var Edilen Güçlü Bir İnanç İk...
Mikail Çolak
İnsan Göç Eyler
Mikail Çolak
Tarihe Tıp Notu: Daruşşifalar
Mikail Çolak
SAHABİ BİYOGRAFİSİ
Afrâ bint Ubeyd Yüzlü Kadınların Zamanından…...
Rumeysa Döğer
Bütün Şehit Annelerine: Sümeyra Bint Ubeyd Teselli...
Rumeysa Döğer
Ensârî Bir Muhacir: Zekvân b. Abdükays...
Miraç Okutan
İki Hicret Sahibi: Ca’fer b. Ebû Tâlib...
Miraç Okutan
Gönüllerinde Şifayı Taşıyanlar...
Rumeysa Döğer
NEBEVİ VARİSLER
Ömer b. Abdülaziz
Kevser Özdağ
AYETLERLE KONUŞAN ADAM
Sümeyye Çiftçi
Yollarına Mısraların Döküldüğü İnsan...
Sümeyye Çiftçi
Adaletin Sembolü Kâdî Şüreyh (ra)...
Necmeddin Beytullah Ünnü
Scroll Up
0
Düşüncelerinizi çok isterim, lütfen yorum yapın.x