Menü
Ahmet Yaman
Ahmet Yaman
Asr-ı Saâdet’ten Günümüze Cihad
Eylül 25, 2023
Yazarın Tüm Yazıları

” Geçmişten günümüze Müslümanlar cihadı nasıl anlamışlar ve cihad hayatlarında ne tür bir rol oynamıştır?”

Sorunuza fıkıh geleneğini esas alarak cevap vermek isterim. Çünkü Müslümanların zihin dünyasını büyük ölçüde fıkıh şekillendirmiştir.

Fakihlerin nezdinde cihad, “Allah yolunda can, mal, dil, kalem ve diğer bütün vasıtalarla çaba sarfetmek; kullar yararına mutlak adalet ve maslahat esasına dayanan ilahî mesajı insanlara ulaştırmak ve gerektiğinde buna engel olanları bertaraf etmek üzere kuvvet kullanmak” anlamlarını içermektedir.

Buna göre cihad, başta nefs ile mücadele olmak üzere, iyili­ği tavsiye ve kötülükten alı­koymak, toplumda iyiliğin yayılması­na ve İslâm’ın esaslarına riâyeti temine çalışmak anlamına gelmektedir. Hal böyle olunca cihad kelimesi, Kur’ân’ın yöntemine uygun olarak insanın bulunduğu her yer ve konumda eğitim ile uğ­raşmak ve nihayet din-vicdan hürriyetine engel olanlarla fiilî mücadele etmek gibi çok geniş boyutları kapsamaktadır.

Hz. Peygamber’in (sas) “Asıl mücâhid, Allah’a itaat yolunda nefsiyle cihad edendir.”  şeklindeki buyruğu, cihadın bireysel ve en önemli boyutuna işaret etmektedir. Çünkü Allah’ın iradesine derin bir saygı gösterip onu kendi hayatına hâkim kılmayan kişi, bu iradeyi başkalarına iletemez[MOU1] .

Haksızlıklara, toplumsal yozlaşmalara ve bid’atlere karşı konulan tavır da Resul-i Ekrem tarafından cihad olarak nitelendirilmiştir. “Cihadın en faziletlisi zâlim sultanın yanında hakkı söylemektir” hadisi zulüm ile mücadelenin; “Allah’ın benden önceki ümmetlere gönderdiği her nebînin kendi ümmetinden sünnetini alan ve emirlerine uyan havârîleri ve sahâbîleri vardır. Sonra bunların arkasından, yapmayacakları şeyleri söyleyen ve emrolunmadıkları işleri yapan bir takım nesiller gelir. İşte kim bunlara karşı eliyle cihad ederse o bir mü’mindir; onlara karşı kim diliyle cihad ederse o bir mü’mindir; onlara karşı kim kalbiyle cihad ederse o da mü’mindir. Bu üç tavrın dışında imandan bir hardal tanesi bile yoktur”  hadisi ise yozlaşma ve sapmalarla mücadelenin, bu terimin kapsamına dâhil olduğunu göstermektedir.

Râğıb el-Isfahânîile İbn Kayyım el-Cevziyye, böyle geniş açılımları olan cihadın işlevsel yönünü şöyle derecelendirirler:

1. Nefs ile yapı­lan cihad: Bu, gerçek dini öğ­renmek, öğ­rendi­ğini yaşamak ve öğ­retmekle beraber, bu uğurda her türlü zorlu­ğa katlanmakla olur ki, bunların tümünü gerçekleştiren kişi, rabbânî diye isimlendirilir.

2. Şeytan ile yapı­lan cihad: Bu, şeytanın dine yönelik vesvese ve şüpheleriyle haram işlemeye dair tavsiyelerine kulak vermeyip onları defetmeye çabalamaktır.

3. Kâfir ve münafıklarla yapı­lan cihad: Kâfirlerle yapı­lanı el ve kuvvetle; münafıklarla yapı­lanı ise dille olur ki, bu, kâfirlerle yapı­lan cihaddan daha zordur.

4. Zalimlerle, bidatçilerle ve harama dalanlarla yapı­lan cihad: Bu da önce elle; buna güç yetirilemezse dille, bu da yapı­lamazsa kalple olur

Görüldü­ğü üzere cihad, hem İslâm’ın temel kaynakları olan Kur’ân ve Sünnet’te hem de bunların yoğurduğu Müslüman algı ve kültüründe, öncelikle ve sadece silahlı çatışma yani savaş anlamında kullanılmamıştır. O, kişinin kendisini kemâle erdirmesinin ve ardından dünyayı huzur içinde yaşanabilir bir yer haline getirme çabasının süreçsel bütünlüğünü ifade etmektedir. İslâm’ın evrensel olan mesajı­nın insanlara ulaşması ve takip etti­ği gayelerin gerçekleşmesi, öncelikle barışçıl yollarla temin edilecektir. Bu, Kur’ân’ın açık emridir. Fakat bu görev, barışçıl yollarla yerine getirilmezse savaş meydanlarındaki çatışmayla icra ihtimali belirecektir ki, bu da İslâm’ın gerçekçi bir din olması­nın tezahürüdür.

Rasulullah’ın (sas) buyruğuna göre “İşin başı İslâm, dire­ği namaz, doru­ğu da cihaddır”.

0 0 Yorumlar
Puan
Bildir
guest

0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
DOSYA
Günümüzün Endülüsü: Doğu Türkistan ve Toplama Kamp...
Murat Yılmaz
Doğu Türkistan ile İlgili Uluslararası Kuruluşlar...
Gülden Sönmez
Doğu Türkistanlı Uygur Türklerinin Ulusal ve Ulus...
Şevket Nasır
Türkiye’de Faaliyet Gösteren Doğu Türkistan Kuruml...
Cengiz Hanoğlu
Uygur Tababeti
Ahsen Nur Katırcıoğlu
RÖPÖRTAJLAR
“Doğu Türkistan Çin’in bir parçası değildir."...
Hidayet Oğuzhan
“Eğer insanım diyorsanız, Doğu Türkistan bir insan...
Seyit Tümtürk
“Gazze’de yaşananlar, Batı’nın dünya kamuoyundan, ...
Derda Küçükalp
"Filistin davası, Filistinlilerin ya da Arapların ...
Abdurrahman Arslan
“Dünyaların değiştiremediği insanlar ancak dünyala...
Muhammed Emin Yıldırım
SİRET-İ İNSAN
Savaşın Çocukları
Bahriye Kaman
Toplumun Kurucu Hücresi Olan Ailede Örneklik Vasfı...
Bahriye Kaman
Lider, Önder, Rehber!
Bahriye Kaman
Göçebe Ruhu
Bahriye Kaman
Nitelikler ve Roller
Bahriye Kaman
SİNEMA
Doğu Türkistan, Filistin ve Diğerleri: Sinemada Ek...
Abdülhamit Güler
Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak. Ama!...
Abdülhamit Güler
Bu Film, Böyle Devam Edemez!
Abdülhamit Güler
Göstermenin Mesuliyetinde Sinemanın Örnekliği...
Abdülhamit Güler
Perdedeki Kimin Afeti, Felaketi, Kıyameti!...
Abdülhamit Güler
GEZİ-YORUM
Mağrur Bir Tarih Ribatı Gibi Dimdik Ayaktadır Kâşg...
Mikail Çolak
Prizren’de Osmanlı Evladı Olmak
Mikail Çolak
Vakur ve Mahzun Bir Efsanedir: Kudüs...
Mikail Çolak
Habib-i Neccâr’ın Gözyaşları
Mikail Çolak
Avrupa’nın Ortasında Var Edilen Güçlü Bir İnanç İk...
Mikail Çolak
SAHABİ BİYOGRAFİSİ
Son Dokunuş Sahibi: Kusem b. Abbas
Rumeysa Döğer
F Tipi Dünya
Rumeysa Döğer
Afrâ bint Ubeyd Yüzlü Kadınların Zamanından…...
Rumeysa Döğer
Bütün Şehit Annelerine: Sümeyra Bint Ubeyd Teselli...
Rumeysa Döğer
Ensârî Bir Muhacir: Zekvân b. Abdükays...
Miraç Okutan
NEBEVİ VARİSLER
Allame Muhammed Salih Damollam
İkra Nur Demir
Mücâhid b. Cebr
Damla Mıdış
Takvâ Sahiplerinin Öncüsü Hasan Basrî...
Beyza Durna
Ca'fer b. Ebû Talib
Zeynep Simit
Süleyman b. Yesâr
Ruveyda Büyükkendirci
Scroll Up
0
Düşüncelerinizi çok isterim, lütfen yorum yapın.x